Tarih: 10.09.2021 11:13

Tükettikçe Özgürüz!

Facebook Twitter Linked-in

SPHM ÖZEL HABER

 Modern çağın bireyi kutsayan ve sadece kendi egosunu tanrılaştırma çabası olanca hızıyla devam ediyor. Sadece kendin için yaşama ve dünyanın her nimetini sadece kendine layık görme, aymazlığı sınır tanımadan bütün insanlığı kapsamaya devam ediyor.

Sadece tüketen ve sadece yemek içmek ve evine her şeyi doldurmak için programlanan günümüz insanı, ne yaptığından habersizcesine bir derenin içinde boğulmaya devam ediyor.

Ekonomik refahla birlikte, sosyal sınıfların icad edilmesi akabinde, aidiyeti iyice tanrılaştırıp çoğaltan modern yavan insanlık âlemi, kendi kutsalını sadece ve sadece tüketim ve bitirme odaklı şekillendirmekle birlikte, kendi değerini de çürütüp yerine içi boş metalar yığımaya devam ediyor.

Sadece apartmanlarda yaşayıp, alışveriş merkezleri ile gününü gün eden ve adeta alış verişi mabetleştirip totemleştiren bireyin, toplumsal kaygı ve duyarlılıktan uzaklaştıkça uzaklaştığına dikkat çeken birçok insan, bu gidişin ancak ve ancak bir çürümeye doğru yol aldığı ve önüne geçilmez bu çürümenin sadece insanlığı bataklığın dibine kadar sürükleyeceğine parmak basıyorlar.

Özgürlüğün temel felsefesini çözmeden, toplumun ve yüce ideallerin özgürleşmesi gayreti baş tacı edilmesi gerekirken, kendini özgürleştirme için çırpındığı görülürken, bu özgürleşmenin de düşünce de değil de, tüketimde olmasının da bir akıl tutulması olduğu ifade ediliyor.

Çağımız insanının, bireyin özgürlüğünü sadece tüketim boyutunda savunduğuna dikkat çeken aydınlar, bu özgürlüğün tüketimi tanrılaştırmadan öteye gidemediği ve sosyal sınıf aidiyetleri ile birlikte, kendi yaşam alanını kapitalizm dininin cenderesine soktuğu dile getiriliyor.

Küresel efendilerin, dünyanın mazlum milletlerini soymak ve onlardan sömürdükleri paralar ile küresel savaşları desteklediklerine dikkat çeken duyarlı birçok insan, bu sömürüyü ebedileştirmek için moda ve tüketim çılgınlığının kutsandığı belirtiliyor.

İnsanın erdemli yaşama amacının temelinde başka insanları da düşünmek olması gerektiği üzerinde durulurken, sadece kendi nefsini ve kendi isteğini yüceltme yolunda var olan bir yaşam algılamasının sadece ve sadece ancak çürüme odaklı olduğu dile getiriliyor.

İnsanlara sen özgürsün fikri zerk edilirken, aslında köleleştirmenin ilk adımı olan egoyu kutsayıp, tüketim mabetleri inşa edip, daha da köleleştirme safhalarının üretildiği vurgulanıyor.

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —