On dört asırlık kültürel mirasımızın ilmî tahlil ve değerlendirmesi ve son iki yüzlük kültürel mirasima yönelik iç ve dış dinamiklerden kaynaklanan birçok problemlerin ortaya çıkarılması için Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi tarafından 12 Şubat 2022 tarihinde düzenlenen Uluslararası islam Araştırmaları Kongresi’nin açılış konuşmalarına,Kongre Düzenleme Kurul Başkanı Hüseyin Akyüz,Hacı Hacı Bayram Veli Üniveritesi İslam Araştırmalar Müdürü Mahmut Esat Erkaya, Hacı Bayram Veli Üniveritesi Rektörü Yusuf Tekin, Hacı Bayram Veli Üniveritesi İslami İlimler Fakülte Dekanı Hasan Ayık katılmıştır.Sosyal Bilimler Üniversitesi Rekötürü Musa Kazan Arıcan,İslam Dünyasında İlmin Dünü, Bugünü ve Geleceği adlı açılış tebliğ sunumunu yapmıştır.Yurtiçi ve yurtdışı olmak üzerek birbirinden değerleri ortalama 78 katılımcı, tebliğlerini sundular.Araştırmacı yazar ve uzman Sinan Doğan, ‘’Batı’nın Sosyal Bilimlerde Evrensellik Kimliği Ve Etkileri’’ adlı tebliğ sunumunda, kişi ve toplumların kendini yöneten formdan çıkarak, evrimsel kültür normlarına dönüşen ‘’tutsak zihin’’kavramına dikkat çekerek.zihinsel ejder güçleri ile tutsak zihin arasında ilişkiyi ortaya koymuştur.Tutsak zihinler, özgürlük ve kontrol hissiyatı zayıflayarak, kaybolmakta,toplum ve insan temelli sorunları çözme kabiliyetini yitirmektedir dedi.Uzman Sinan DOĞAN konuşmasına söyle devam etti:
Batı’da ‘’Aydınlanma Dönemi’’ Batı’nın ilerlemesini ve yeryüzünde hakimiyetini sağlayacak şekilde bilginin dayanak yapıldığı entelektüel bir kültür süreçtir. Batı’da aydınlanma zihniyet değişikliğinin en önemli özelliği, kilisenin, insanın beşeri özelliklerini ihmal eden söylemine, Grek ve Roma kültür unsurlarından beslenerek karşı söylem geliştirilmesidir. Batı, sosyoloji sosyal fiziktir.. sosyal bilimler, nomotetik (yasa koyucu) bilimdir anlayışı geliştirmiş, bu şekilde sosyal bilimlere evrensellik huviyetini kazandırılmıştır.Kalkınma kavramını, modernite modelini kabul etme şeklinde tanımlanmıştı.Modernite olgusunu açıklama ve kavramsallaştırmasında, sosyal bilimler merkezi bir konuma yükseltilmiştir.
Aydınlanma döneminde elde edilen teknik üstünlüğünü, dünyada sömürge alanları oluşturmak için toplulukların zihinsel işleme ve biçimlendirme şeklinde zihinsel ejder gücüne dönüştürmüştür.Batı üstün medeniyet evresinde kullanılan‘’ akılcılık ve ilerleme’’ kavramlar, ejder gücünün en önemli imgeleridir. Bu imgeler, Batı ile diğer Batı dışı toplumlar arasındaki ilişkide belirleyici bir rol oynayacaktır.Batı dışı toplumların modernite modeline yönelmeleri için akılcılık ve ilerleme kavramlarını bir çekim alanını dönüştürmüştür. Batı sosyal bilim yoluyla,çekim alanına giren Batı dışı toplumları,ilerleme ve akılcılık üzeinden zihinsel olarak biçimlendirildirmiş, Batı kendisini de dünyanın ve toplumların gizlerini çözen ve erişen ‘’kâşif’’ rolü biçmiştir.Batı’nın kaşif rölüne hizmet edecek şekilde Sosyal bilimler alanında üretilen bilgileri,akılcılık ve ilerleme kavramlarıyla ilişkilendirerek batı dışı toplumlara düş olarak sunulmuştur.
Kaşif gücünü, kilit sözcüğü İlerleme kavramıdır. İlerleme kavramı ile ilişkilendirilen sosyal bilim alanındaki üretilen bilgiler, Batı’nın inanç kalıplarını anlam kodlarını ve referans noktalarını da zihniyet dünyasını ifade etmektedir. Bu bağlamda sosyal bilimlerin teori, konu ve metodolojisini biçimlendirmiştir. Batı bu normları; bilim, siyaset ve ekonomiye
uyarlarken, kendine de yöneticilik rolünü biçmiş, yeni bir dünya algısı oluşturmuştur. Yenidünyanın belirleyici temel ölçü Avrupamerkezciliktir. Dünyada bulunan yerleşim birimleri, topluluklar, dini yapılar, yönetimler, tarihsel kökenler, ekonomi, politik yapılar ve yaşam biçimler sosyal bilim çerçevesinde, Avrupamerkezcilik ölçülerine göre biçimlendirilmektedir.
Evrimsel kültürel teori adlandırılan .bu durum,Batı dışı toplumlarda oluşturulan “tutsak zihin”, şeklinde düşünülebilir. Bundan dolayı Batı dışı toplumlarda ortaya çıkan kavram ve kuramlar da ‘yeni dünya algısını sorgulanamaz düzeyde kalmaktadır. Zihni tutsak edilmiş kişiler, zihinsel ejder güçleri tarafından yönlendirilmekte,kontrol edilmekte ve biçimlendirilmektedir.Bilimsel çalışmalarında varlığını özne olmaktan çıkarıp,nesneleşmektir. Nesnelleşen insan kişiliğinde, özgürlük ve kontrol hissiyatı zayıflayarak, kaybolmaktadır, Tutsak zihin,kişi ve toplumların kendini yöneten formdan çıkarak, evrimsel kültür normlarına dönüşmesidir.. Bu nedenle tutsak zihin, yaratıcı değildir, özgün inceleme yöntemleri geliştiremez ve içinde bulunduğu toplumun temel sorunlarına yabancıdır. Kendimizin üretmediği bilgilerin, eğitim sistemimizde kullanılması entelektüel emperyalizm durumunu ortaya çıkartmaktadır. Kendi sosyal yapımızı, Batılı sosyal bilim kuramlarıyla anlamamız mümkün değildir
Sonuç olarak;Batı, Batı sosyal bilim anlayışı ile dünyayı kontrol etmektedir. Batı sosyal bilim perspektifini, hegemonik üstünlüğünü devam ettirmek için kullanmaktadır.. Nativist bir temele dayanan bir ideoloji olarak batı egemenliğini sürdürebilirliğini sağlamaktadır...