Herkes Afganlı mültecileri konuşuyor.
Hepsi erkek ve çoğunluğu genç.
Afganlıların büyük bölümü ABD ve NATO’nun çekilmesiyle Taliban’ın Kabil’de iktidar olacağını bildiği için korkuyor.
Taliban’ın hiç şakası yok.
Taliban; ABD ve NATO ile işbirliği yapan herkesi cezalandıracak.
Hem de en kanlı biçimde.
Bunu bilen ABD ordusu kendisiyle işbirliği yapan 50 bin Afganlıyı beraberinde götürüyor.
Taliban’la birlikte Afganistan’ı çok karanlık, çağ dışı, bağnaz ve ilkel bir gelecek bekliyor.
Bu dönemde özellikle kadınlar çok acı çekecek.
20 yıllık Amerikan ve NATO işgalinin göreceli “iyiliklerine” alışan Afganlı erkekler başta İran olmak üzere komşu ülkelere kaçmaya çalışıyor.
Bir zamanlar Suriyelilerin olduğu gibi şimdi Afganlılar da insan kaçakçılarının eline düşecek.
Suriyeli göçmenlerin gelişine göz yuman, neden olan ve hatta gelmeleri için teşvik eden AKP iktidarı şimdi “ümmetin evlatları” Afganlıları misafir etmeye çok hevesli görünüyor.
Hem de Afganistan’a asker gönderme konusu gündemdeyken.
Arap ve Batı medyasına göre AKP iktidarı İdlib’te bulunan Çeçen, Uygur Türkü ve Orta Asyalı binlerce militanı Afganistan’a taşıyabilirmiş.
Bunlar da radikal İslamcı olduğuna göre Taliban’la kolay anlaşabilirler.
AKP iktidarının Kabil havaalanını korumak için Afganistan’a asker yollaması mantıklı değil.
200 bin Amerikan ve NATO askeri ile 300 bin kişilik Afgan ordusu ve güvenlik güçleri 20 yıldır baş edemediği Taliban’la Türk askerinin savaşa tutuşması akla ziyandır.
Sonuçta Taliban da “ümmetin evlatları”!
En az müttefiği Kaide ve onun türevleri olarak NUSRA ve IŞİD kadar.
Boko-Haram, El-Şebab ve özellikle Afrika’da etkin olan benzerlerini unutmadan.
Yapılan son araştırmaya göre IŞİD VE KAİDE gibi İslamcı örgütler şimdi Mali, Nijer, Burkina Faso, Nijerya, Somali ve Mozambik’te hızla örgütleniyor ve güç kazanıyor.
Anlaşılan Suriye, Irak ve Yemen’den kaçanlar Afrika’ya taşınmış.
Radikal İslamcı terör örgütleri herkes için çok kullanışlı malzeme!
Aynı örgütler daha az olmakla birlikte Libya, Çad, Kenya, Kamerun ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde varlıklarını sürdürüyor.
Bu örgütlerin Mısır, Cezayir, Fas, Tanzanya, Fildişi, Senegal, Benin, Etiyopya, Uganda, Moritanya, Sudan, Gana ve Güney Afrika’da uyuyan hücreleri ve zaman zaman terör saldırıları yaşanmaktadır.
Herkesin gözü kulağı ‘Kara Kıta’da.
Emperyalist ülkeler 500 yılı aşkın devam eden sömürü ve talan politikalarıyla yetinmemiş olacak ki şimdi de “Afrika Baharı”nın hazırlıklarına başlamışa benziyorlar.
AKP yönetiminde Ankara ise son on yılda Afrika’ya özel ilgi göstererek kıtanın 45 ülkesinde elçilik açtı.
Türkiye’nin Somali ve Libya’da askeri üsleri bulunmakta ve bazı Afrika ülkeleriyle askeri alanda işbirliği yapmaktadır.
Özellikle “ümmetin evlatları” olanlarla.
Onlardan mülteci yok ama Libya ve Somali’den binlerce insan Türkiye’ye getirilmekte, okutulmakta, eğitilmekte ve ülkelerine geri gönderilmekte.
Ümmetin birer neferi olarak!
Geçenlerde TÜGVA’lı gençlerle buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ben de sizlerle beraber fetih rüyaları görüyorum” demişti.
Gerçi Osmanlı; Somali ve Afganistan’a kadar gitmemişti ama AKP’li gençler gidebilir.
Ama ortada bir sorun var.
AKP’li gençler oraları fethe gitme hayalleri kurarken o ülkelerin evlatları Türkiye’yi fethe çoktan geldiler bile.
Ümmetin evlatları olarak Osmanlı torunlarıyla kardeş kardeş yaşamak için!
Gün olur birlikte cenke bile çıkılır!
Afrika’ya, Balkanlar’a, bizi kıskanan Avrupa ülkelerine…
Hatta Osmanlı’dan nefret eden Suudi’lere haddini bildirmek ve Kutsal Toprakları onlardan kurtarmak için Mekke ve Medine’ye.
Mehter Takımı hazır bekliyor!
Turgut Özal’ın “Türk-İslam Sentezini” gerçekleştirmek için!
“Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar”!
Hepsi de bu “ümmetin evlatları”!
Suriyeliler, Libyalılar, Somalililer, Afganlılar…
“Yurtta Sulh Cihanda Sulh” mu dediniz!
Hüsnü Mahalli/KORKUSUZ GAZETESİ