ÜNİVERSİTE Nereye Gidiyor?

ÜNİVERSİTE Nereye Gidiyor?

Osman ÇELİK Yazdı...

ÜNİVERSİTENİN, şehrin geleceğini belirleme hususunda bir yapılanma içerisine giremediğini görmek, insanı gerçekten üzüyor?

Belki de, kurulduğu günden bu yana tekrara düşen bütün yönetimlerin, içinde bulunduğu en büyük açmaz, ?diğerleri yaptı biz neden yapmayalım? türü, kadük seküler sığınmacılık mantığı.

***

Büyük ümitlerle göreve getirilen yeni yönetimin, diğer yönetimlerle aynı minvalde bir tarzı benimsemeleri, hatta o yönetimleri de aratır bir kulvarda yol almaları, ne yazık ki iç acıtıcı bir şekilde devam ediyor.

Kendilerini oraya getiren sosyolojik anlamın temelinde, ?ezilmiş insanların? yıllara yayılan birikmiş ahları olduğu, her ne kadar görülmese de, gelinen nokta itibariyle ?vicdanlı insanların vicdanını sızlatan? bir daralmışlık, tortulaşarak varlık gösteriyor..

İddiası olan insanların, kendi iddialarını, kendilerinin yerle yeksan ettiği ayan beyan ortadayken, yaşattıkları erozyonun uzun yıllar giderilemeyeceği de bilinen bir gerçek...

Bir idealin ve hayalin ?gösterişçi dindarlık? anlamında mukim kılınmaya doğru gitmesi ve bu algının Üniversitenin dört bir yanında sergilenme arzusu, gelinen karikatürize perişanlığın da en son noktası.

Modern aklın mihmandar edildiği, samimi medeniyet bilincinin ruhlara nüfuz ettirildiği, vicdanla taçlanmış adaletin teraziyi dengede tuttuğu, bir ÜNİVERSİTE yapılanmasının sağlanamadığını görmek, gelecek adına kaygı verici doğrusu?

Oysa, felsefesi olmayan bir ideal yaşaya bilir mi? Felsefesi oluşturulmayan bir düş, sığ mantığın kurbanı olmaz mı?

Felsefesi yapılmayan bir medeniyet, yarınları şekillendirebilir mi?..

Vicdanı mihmandar etmeyen bir yönetim tarzı, ?kendi iddiasını? kendi elleri ile boğmaz mı?

?Gösterişçi dindarlığın? her nedense üniversitenin bütün faaliyetlerinde olduğunu görmek ve yerleşen bu algının, yapılan hatalarla birlikte, savunulan iddiayı da zayıflatması, maalesef ki seküler iştahı, büyütmekten öteye geçememektedir...

Peki böyle kısır döngüye boğulan birkaç yılın, şehre ve üniversiteye bir katkısının olmadığı ortada iken, medeniyet anlamlı açtığı yaralar, nasıl pansuman edilebilir?

Savunulan idealin  ?vicdanlı adalet? ile taçlanması geçen iki yılda yapılamamışsa ve de pek çok icraatlar ?dar alanda kısa paslaşmaların kurbanı? edilmişse, ortada bir samimiyetten bahsetmek mümkün müdür?

Şekle bürünen yaşam algıları, felsefesi olmayan günü kurtarma etkinlikleri, seküler iştahın devamı için karikatürize edilen onca medeniyet silsilesi, korkarım ki hantal bir sarmalın da en önemli göstergeleri?.

Böyle sorunlar yumağına hapsolan koca bir camiada, akademik başarı ve şehrin yükünü omuzlama, elbette söz konusu bile olamayacak.

***

Kim olursa olsun, hangi düşünce içerisinde olunursa olunsun, bütün insanlara bakış açısında ?samimiyet ve adalet, aidiyet duygusundan? önde tutulmadığı müddetçe, biz bir arpa boyu dahi yol alamayız ki nitekim alamadıkta...



Anahtar Kelimeler: ÜNİVERSİTE Nereye Gidiyor
Eğitimci
16.12.2018 00:38:44
Nisa Suresi, 58. ayet: "Şüphesiz Allah, size emanetleri ehline (sahiplerine) teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Bununla Allah, size ne güzel öğüt veriyor!.. Doğrusu Allah, işitendir, görendir."

Abdullah Genc
16.12.2018 11:45:33
Ben Bu yazıdan hiç bir şey anlamadım.Üniversite üzerine başlık olduğu için özellikle okudum.Acaba ne var diye.Anladığım sadece ortaya objektif bir şey koymadan subjektif kelimelerle C.Üniversitesi kurulduğu günden itibaren milletimizin özlediği bir yönetim olan Geçmişte o kampüste zalim yönetcililerin zulümleri ile kanlı göz yaşı akıtan mazlüm müslüman öğrencilerin ve milletimizn vijdanı olma güzelliğini göstermişlerdir.Bu nedenle Rektör Alim Yıldızı tebrik ediyorum.Başörtülü olduğu için diploma törenine dahi alınmayarak diplamalrı verilmeyen okul birinci dahil hemşire kardeşlerimizi ve sakalı yüzünden belki 10 kere üniversiten atılan Dr.kardeşimizi yıllar sonra protokol kapısında çiçeklerle karşılayıp milettimizn vijadanının sesi olması onur vercici bir davranıştır.Kampüs ilk defa bir estetiğe kavuşturuldu.Mezbelelik halinden kurtarıldı.Allah razı olsun.

hasan Hancı
16.12.2018 13:51:12
Yazılması gereken çok şey varda,birkaç tanesinden bahsedeyim. Rektör tıp branşlı olmadığından hastanenin şehir halkına hizmeti vasatın altında gibi Neden kadro yetersiz, hep şunu derler Sivas´a Dr. gelmiyor! Neden yönetimin beceriksizliğinden niyemi, Sivasspor başkanı kadar olamadınız dünyanın öteki ucundan sivas´a star oyuncular gelirken Dr. niye gelmesin. Rektölük kolay değil. Üniversitedeki öğrenci kadrosuna yetecek kadar gücü var.Öğrencilerde bizim çocuklarımız güzel. Rektöre şunu sormak lazım. sen o makama 30 veye 40 bin öğrenciye hizmetemi geldin yoksa 340 bin nüfuslu şehre hastane hizmetini becermeyemi geldin şehir halkına sağlık hizmet lazım şehir insanı hastasını zaman zaman il dışına götürüyor hastalarını yazık değilmi. Hastane yönetmek ayrı bir meziyet ister böyle bir kadron varmı önce onu araştır, ayrıca çok akıltanesi görünümlü danışmanını bir süzgeçten geçir. Sayın rektör bu şehir halkı çok şey hakediyor isabetli çalışmanız gerekiyor başarılar dilerim.

Halit molla
17.12.2018 00:11:12
Sayın Genç dinimiz sadece örtünme ve sakal bırakmaktan ibaret değildir. Asıl olan kul hakkı yememektir. Mevcut yönetimde kul hakkını dibine kadar yiyor. İşleri güçleri ihaleden nemalamacak inşaat işleri ile uğraşmak...

canan can
18.12.2018 08:45:01
subjektif in ne olduğuna kadar bileceksin ve bu yazıyı anlamadım diyaceksin derlerya işine geleni anlar işine gelmeyeni anlamamazlıktan gelir.Eş dost atamaları,ilahiyatçı dekan veya dekan vekiller,hastahanenin durumu,akademik çevrenin dr.hoca vs.bunlarının şehirden gitmeleri bunları nasıl açıklamak istersiniz aaa unuttum gerçi siz kapı yapıp lamba dikmiştiniz ne kadar büyük bir akademik başarı öylr değilmi?