“VAH VAH Kİ, NE VAH VAH...”
Ekonomik çöküşün yaşandığı şu günlerde, insanlar birbirine “ne olacak bu işin sonu” diye, sorup duruyor. Toplum çaresiz bir şaşkınlık içinde... Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de skandal bir olay yaşandı. Ana muhalefet partisi genel başkanı TÜİK genel merkezinden içeri alınmadı.
Almayan kim? Devlet memuru bir bürokrat...
Giden kim? Halkın ana muhalefet görevi verdiği partinin, halk tarafından seçilmiş lideri. Senin, benim adıma yürütmeyi denetleme görevi verilen bir partinin genel başkanı, bir milletvekili...
Sayın Cumhurbaşkanı bu devletin başıdır, bu olay kendi bilgisi dışında gerçekleşti ise o bürokratı derhal görevden almalıdır.
Milleti temsil eden bir milletvekili, bir devlet kurumuna gidecek ve kapıdan içeri alınmayacak! Olacak iş mi? Orası sizin babanızın çiftliği mi?
Aslında bu günden sonra, halkı gerçekten temsil ettiğini iddia eden bütün milletvekilleri, bütün devlet kurumlarına çat kapı gitmeli, randevulu randevusuz halk adına denetim yapmalıdır. İstisnasız bütün milletvekillerinden bunu bekliyoruz. Bu denetimler, eğer bu güne kadar yapılmış olsa idi, meydan bu kadar boş kalmazdı...
Türkiye istatistik kurumu “TÜİK”, enflasyon ve birçok konuda araştırmalar yapan ve istatistikler yayınlayan bir kurum. TÜİK tarafından bu gün yayınlanan enflasyon rakamlarına göre Türkiye de yıllık %21,31 tüketici fiyat enflasyonu varmış... Allah aşkına, siz kimi kandırıyorsunuz? Yeter artık... Hükümet de, bu verilere bakıp memura, işçiye, emekliye zam yapacak, asgari ücret belirleyecek!
Sayın İçişleri Bakanı, TÜİK’te yaşanan bu skandal olay hakkında, kendi sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaptı. “Ana muhalefet partisi genel başkanı, PKK, DHKP-C ve organize suç örgütlerinin ağına düşüp, onlara özenip mekân basmaya gitmez” dedi.
Sayın Kılıçdaroğlu, CHP’nin genel başkanıdır, suç örgütlerinin ağına düşmüş olduğu imasında bulunmak da nedir? Sayın Kılıçdaroğlu hakkında ileri sürülen bu ithamlarla ilgili, maddi bir delil veya bir bilgi var mı? Varsa, bunun savcılıklara verilmesi gerekmez mi? Yoksa, sayın bakanın bulunduğu makamdan affını istemesi daha doğru olmaz mı?
Sayın Bakan “mekân basmak” deyiminin ne anlama geldiğini herkesten iyi bilir. Mekân denilen yer, kumarhane mi, kerhane mi, örgüt evi mi? TÜİK, bizim bildiğimiz kadarıyla resmi bir devlet kurumudur ancak anlaşılan o ki; sayın bakanın ifade ettiği anlamda bir mekâna dönüşmüş...
Sayın bakanın paylaşımı kanaatimce yersiz, seviyesiz ve gündemi değiştirmeye yönelik bir açıklama. Sayın bakan asli vazifesine yönelik konularda açıklamalar yapsa daha iyi olur. Mesela aylar önce ayda 10 bin dolar maaş alan milletvekili var, ismini açıklayacağım diyordu. Hala açıklama bekleniyor... Mersin limanında yakalanan 4,5 ton uyuşturucunun kime ait olduğu bir buçuk yıldır bulunamadı.
Cumhurbaşkanlığı yüksek istişare kurulu, Sayın Cumhurbaşkanının başkanlığında toplandı. Kurul üyesi Cemil Çiçek, Sedat Peker’in iddiaları karşısında, bu iddiaların %1’i bile doğru ise vah, vah demişti. Dışarıda bunları söyleyen Cemil Çiçek, Sayın Cumhurbaşkanının yanında ne konuşuyor acaba?
Milletin ve devletin ahvalini anlatmak için süslü ahkâm cümlelerinin gerekli olmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Kanaatimce, artık “ Vah vah ki, ne vah vah...” çok şeyi anlatır ve anlayana yeterlidir...
Tacettin KEPENEK
