Tarih: 29.04.2020 21:20

YANİ, DURUM BÖYLEDİR...

Facebook Twitter Linked-in

Diyanet işleri Başkanı,Cuma hutbesinde korona virüs salgınının sebepleri ile ilgili açıklamalar yaparken,meseleyi zina, eşcinsellik ve lutilikgibi konulara getirdi ve salgını toplumlarda ki yozlaşmaya ve Allah´ın emir ve yasaklarına uyulmamasına bağladı. Aslında,  kendi mantığı içinde gayet normal ve doğru bir yaklaşım. Diyanet işleri başkanının bundan başka ne demesi beklenirdi ki! Yani,  Diyanet İşleri Başkanından, bir mikrobiyoloji profesörü veya bir hukuk profesörünün yaklaşımı mı bekleniyordu?

Ankara Barosu, bu hutbeyi eleştirdi ve tepki çeken bir bildiri yayınladı. İfade özgürlüğü açısından bakınca Baronun bu konulara evrensel hukuk ve beşeri yasaları dikkate alarak karşı değerlendirme yapması ve kendi mecrasında bakması da gayet normal.Ancak normal olmayan şeylerde var tabii ki.Kendine göre haklı olsan da, her şey, her yerde söylenmez. Ankara barosu bu konuda sadece ve sadece kendi bakış açısıyla, yersiz, zamansız bir şekilde fevri hareket etmiştir ve bence sorumsuz davranmıştır.

Aslında bu sıkıntılı dönemlerde mümkünse her kesim, dini tartışmalardan uzak durmalıdır. Çünkü din ve din eksenli hiçbir tartışmada, hiçbir kimse veya kurum bir sonuca ulaşamaz. Çünkü din, karşı söylemler açısından sonuç alınabilecek objektif bir alan değildir. Yani durum böyledir?

Hiçbir milletin inancı veya inanç algısı bir günde oluşmadığı gibi bir günde de değişmez. Kim olursa olsun milletin genel din inancı ve dini algıları hakkında bir itirazda bulunulacaksa, bu durum her zaman iyi hesap edilmelidir. Yani durum böyledir?

Hak dinler olsun, Şamanizm veya Budizm olsun, bunların tamamı insan topluluklarının binlerce yıllık genetik kodlarıdır,kutsallarıdır. En azından insanlık bunlarla kendine nizam sağlamıştır. İnsanlığın var olmasıyla birlikte var olmuşlardır ve sonsuza kadar da bu böyle sürecektir. Yani durum böyledir?

Müslümanlara göre tekâmül etmiş tek din İslam´dır. Ancak Katolik Hristiyan´a sorsanız ona göre de en mükemmeli, kendi dinidir. Yahudi zaten kendi dininden başkasını tanımaz bile. Yani durum böyledir...

Her bir dinin kendi içinde mezhepleri, tarikatları, akımları, çeşitlenerek bu güne kadar gelmiştir ve bundan sonra da devam edecektir.Bu gün Türkiye´de en popüler Müslüman cemaatlere baktığımız da, Menzilciler, Süleymancılar, İsmail ağa vb.sayılabilir. Hepsi kendine göre Müslüman, hepsinin kendine göre cemaati ve gücü var.

Hepsinin ortak amacı, Allah´a ve İslam´a hizmet etmektir. Devletin diyanet kurumu bugüne kadar bunlara hiç karışmadığı için Adnan Oktar veya Badeci şeyhler ortalıkta cirit atmış ve bunlar görmezden gelinebilmiştir.Yani durum böyledir?

İlahiyat, tarikat ve diyanet müesseselerini elinde bulunduranların gücü tartışılmaz. Çünkü onlar, bu gücü ilahi kaynağından aldıklarını söylerler ve çıkış noktaları burasıdır. İster diyanet, ister barolar, isterse siyaset yapanlar bu dengeleri, her daim göz önünde bulundurmak zorundadır.Yoksa toplumu bir mikser gibi karıştırırlar, maazallah. Yani durum böyledir...

Diyanet işleri başkanının yaptığı normal bir söylem bile, kısa sürede mecrasından çıkabilmekte, toplumun bir kısmı diğer bir kısmını cinsel tercih ayrımına bile tabi tutabilmektedir.

Eskiden din eksenli mahalle baskısı kavramı varken şimdi bu kavram, memleket baskısı ve hatta devlet baskısına kadar gidebilir. Yani durum böyledir?

Eskilerin ?inanç ve ibadet, Allah ile kul arasındadır? söylemi, değişen dünya düzeninde geçerliliğini yitirmiştir. Artık öyle bir hale gelindi ki, bir cemaate yamandığında veya bir partiye hizmet ettiğinde daha değerli bir mümin olabiliyorsun.

Zannedersin Cemaatler ve partiler kredi derecelendirme kuruluşları olmuşlar. Onların verdiği derecelere göre, toplumda kıymetin ve değerin oluyor.Bir zamanların en çok işlem gören en değerlisi olan Müslümanları yani FETÖ´cüleri unutmayalım. Yani, durum böyledir...

Bu günlerde toplumun bir kısmı diğer bir kısmını dinen ötekileştirmeye zorluyor olsa da,birileri birilerini Müslüman kabul etmese de ya da derecesini düşük göstermeye çalışsa da,  en azından Türlüğümüzle insanlığa ve milli değerlere tutunabiliriz.

Biz yine de ayırmayalım, birlik olalım. Birlikte rahmet vardır ve en azından ?Ne mutlu Türk´üm diyelim...?

Tacettin KEPENEK




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —