Kapitalizmin kölesi olmuş birçok düşünce, değer üretmeden yoksun bir halde çürümeye devam ediyor. Sağcısı, solcusu, muhafazakârının kapitalizmin oyuncağı olduğu günümüzde, emek sömürüsüne karşı bir ses yükselmiyor.
Marketlerde 12 saat çalışan zavallı işçilerin, alın terleri, gaddar patronlarca sabah kahvaltılarında yenilenler, asgari ücretlerini şehir baronlarından zar zor alan garibanların hakkını savunacak yeni bir dik duruş aranıyor.
Emeğin, alın terinin kutsallığı ortada iken, kapitalist baronlarının kirli iştahları, masumları sömürmeye devam ediyor.
Her ne kadar, 1 Mayıs´ın anlamına uygun emek saygısı gösterilmese de, insanlığın en yüce değerinin emeğe saygı olması gerektiği düşünürlerce dillendiriliyor.
Sağcısı ve solcusu ?isal? olmuş Sivas´ta da emek sömürüsü son sürat sürüyor. Emeğin kutsallığını kulak ardı eden nice işverene rağmen, evlerine helalinden ekmek götürmenin kavgasını veren nasırlı eller alkışlanıyor.
Son gelinen noktada sosyal demokratların ?emek? hakkında bir düşünceleri olmadığı gözlemlenirken, manevi duyarlılığa sahip kesimlerin de ?alın teri kurumadan işçinin hakkını verin? erdemine sırt çevirip, bunu ?işçinin hakkını yiyebildiğiniz kadar yiyin? şekline dönüştürdükleri görülüyor.