Bu yıl; hem milletimiz için, hem tüm dünya için sıkıntılı ve sorunlu başladı. Allah büyüktür, atlatırız inşallah. Yine birbirimizi kızdırmaya, birbirimize takılmaya devam ederiz, Allah´ın inayetiyle.
Dua etmekten başka yapacağımız bir çok şey de var.
Mesela EVDEKAL´mak gibi, gerekmedikçe, zorunlu bir neden yoksa, sokağa çıkmamak gibi.
Beni tanıyanlar bilir, Sivas´ın tek yerel kanalı Vizyon 58´de haftada bir gün canlı yayınımız olur. Genelde o haftayı değerlendiririz.
30 Ocak tarihli programda konuğum Sivas-Erzincan Tabipler Odası Başkanı Dr.Hüseyin Gökgöz olmuş ve canlı yayında bir süre Korona Virüsünü konuşmuşuz. Hani bugün başımıza musallat olan, insanların yaşamlarını tehdit eden COVID-19. Programda kısaca korunma yollarından bahsederken, temizlik ve hijyeni, sağlıklı beslenmeyi konuşmuşuz.
Bir de, sağlık alt yapımız böylesine bir ciddi saldırı karşısında hazır mı, diye de sormadan geçmemişiz.
Sağlık teşkilatımız için yeni ve daha önce böylesine bir çapta karşılaşmadığımız virüs salgını için, altyapı eksikliklerine değinmişiz. Olası fırsatçıların ve karaborsacıların davranışları karşısında, almamız gereken tedbirleri de hemen hemen tüm programlarımızda sıklıkla bahseder olmuştuk.
Bu virüs elbet geçer, ondan zerre-i miskal şüphem yok. Allah yarattıklarının en şereflisi olan insanı koruyup gözetecektir. Tüm günah ve ayıplarımıza, noksanlarımıza, içimizdeki istismarcılara rağmen.
Dünya yetimin duası üzerine ayakta durur. Elbet bir yetimin duası kabul görecektir.
Peki ya bundan sonrası. Yine vahşi kapitalizmin, tüketim üzerine kurgulayıp pazarladığı dünya düzeni ne olacaktır. Tabi ki değişecek.
İnsanlar, ?Son yaprak düştüğünde, son çiçek solduğunda, son balık öldüğünde, paranın yenmeyeceğini? anlayacaklardır. Türkiye bu süreci en az hasarla atlattığı takdirde, aklını başına alırsa, geçmişten ders çıkartırsa, bundan sonra kendisinden bahsettirecektir. Aksi takdirde, bizler içinde bir yıkım olmasından korkarım.
Tarım ve üretim zincirinin her halkasında olacağız. Bir traktör patates, bir akıllı cep telefonu etmese de, Binlerce maske, milyonlarca eldiven bir bilgisayar etmese de, on torba şeker, bir depo mazot etmese de. Üreteceğiz, üreteceğiz.
Bir metrekareden onlarca kilo elde etmenin değil, Allah´ın fıtrat ve yaratılış üzerine kurduğu standartların dışına çıkmadan üretmenin gayreti içinde olacağız.
Bize bahşettiği her şeyin farkında, israf edilmeyen bir düzende buluşmak zorunda olacağız.
Kendisi tok yatarken, komşusunun aç yattığı bir düzenin, peygamberin hadisi değil, evrensel insani değerlerin doğası olduğunu hatırlayacağız ve devam edeceğiz.
Aklın, bilimin, ilimin, ahlakın Allah´ın emrettiği temel düstur olduğunu, İmanın sadece altı şartı olmadığını, bunların da imanın gerekleri olduğunu hatırlayarak, amel edeceğiz.
Yeni dünya düzeninde, bir çok şey değişecek, belki insanoğlunun kayıpları milyonlarla milyarlarla ifade edilemeyecek bile olsa, yeni bir dünya düzenini, aslında gözümüzle göremediğimiz, ama varlığını hissedip bildiğimiz mikron bile denilmeyecek ölçüde bir virüs belası, kurmaya başlamadı mı?
Peki ya evreni yaratan, o koskoca kainatı var eden, ama gözümüzle göremediğimiz, fakat varlığını hep bildiğimiz ilahi nizamın yaratıcısı. O´nun dünya düzenini kim yok etmeye kalkıştı.
Gücünün yetmeyeceğini bile bile, nokta kadar hükmü olmadığını göre göre.
Bazen olana şükretmek gerekir, öyle ya, ?Hayr bildiğimizde şer, şer bildiğimizde hayr olabilir,? kim bilebilir.
Sağlıcakla kalın.