-Başkanlık seçiminde, muhalefetin Tayyip Erdoğan´a rakip olarak çıkartılmak istediği ve kendisi de son güne kadar, ?muhalefet tek isim olarak beni çıkartırsa, varım´. diyen Abdullah Gül, halen her sıkıntılı dönemde, etrafa bakınca en belirgin görünen alternatif isim.
-Başkan adaylığı süreci ve o sürece gelene kadar ki emeklilik süresinde AK Parti´nin gidişatından rahatsız olduğu, parti içinde ki huzursuz isimlerin de sürekli etrafında toplandığı Abdullah Gül; aslında o süreci iyi değerlendiremedi.
-Toplumun aşırı rahatsız olduğu süreçlerde risk almamasına, başkan adaylığı sürecinde de kötü bir imtihan vermesine rağmen, alternatif isim olarak halen akılda ki ilk isim.
-Bu durum siyaset kurumun lider üretememe ve halen AK Parti´nin baskın kimlik oluşundan kaynaklanıyor sanırım.
-Abdullah Gül ismi neden hep çekici?
-Yeni bir siyasi parti beklentisi denen şeyin iki ayağından birisi de, huzur! Halk, uzun süren AK Parti iktidarının son dönemlerde baş gösteren kutuplaştırıcı ve şiddet dilini benimsemiyor. Ve Abdullah Gül´ün yüzü sükunet olarak okunuyor.
***
-Abdullah Gül, Ali Babacan üzerinde etkili bir isim. Ama Ahmet Davutoğlu ile çok yan yana gelmek istemiyor. Sayın Gül´ün, bazı sebeplerden ötürü Davutoğlu´nun tek başına parti kurmasını da pek istediğini, düşünmüyorum. Basına yansıyan ?yeni iki parti´ söylemi, biri en azından Abdullah Gül´ün içinde olmadan kontrol edeceği bir parti demektir.
-Abdullah Gül, yine kendisi içine girmeden; kendine bir ortam hazırlansın çalışması içinde. Bu konuda manevi bir kimlik gibi durmakta. Bu sebeple muhaliflere sürekli bir umut ışığı vermesi tek silahı! Ama yinede umudu onda görenler! Lider gibi davranmadığını, risk almadığını, korkak hareket ettiğini de söylemekten geri kalmıyorlar.
-Sayın Gül´ün, daha sağlamcı ve derinden hareket ettiğini görmemiz lazım.