Tarih: 02.06.2023 19:31

YİĞİDİM ASLANIM BURDA YATIYOR!

Facebook Twitter Linked-in

YİĞİDİM ASLANIM BURDA YATIYOR

Bugün sizlere büyük ozan, besteci, şarkıcı, siyâsetçi ve yazarımız Zülfü Livaneli’nin ölümsüz eseri, bir ağıt olan “Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor” hakkında bir şeyler yazmak istedim.

Livaneli bu güzel, duygulu, hüzünlü şarkıyı seksenli yıllarda besteledi.

19 Mayıs 1997 de bir Ankara konserinde Anıtkabir’i göstererek söylediğinde yüz binlerce izleyeni gözyaşlarını tutamadı. (O sırada oradaydım.)

Ve zannedildi ki Livaneli bu şarkıyı Atatürk için besteledi.

Yanılmıştık.

Uğur Mumcu’nun (24 Ocak 1993) katledilişinin ertesi günü Zülfü Livaneli bu şarkıyı yine yüz binlerin önünde söyleyip orada bulunanları ağlatmıştı. (O sırada da oradaydım.)

Ve o zaman da zannedildi ki Livaneli bu şarkıyı Uğur Mumcu için besteledi.

Yine yanılmıştık. Livaneli bu şarkıyı çok daha önceleri, seksenli yıllarda bestelemiş, kasetlerinde (o zamanlar MP3 değil, kaset vardı,) yayınlamıştı.

O yıllardan bu yıllara bu ağıt hem bizde hem dünyada yaygınlaştı, Mikis Teodorakis, Joan Baez ve daha pek çok ünlü yabancı şarkıcı sanatçı tarafından seslendirildi. Bizde ilk zamanlar sol görüşlü kesim tarafından sevilip söylense de artık günümüzde solcusu, sağcısı herkes tarafından sevilip hep bir ağızdan söyleniyor bu ölümsüz şarkı. Söylemeyen sanatçımız yok gibidir.

***

Bu yazımı, bu şarkının güftesi hakkındaki yanlış bir kanıyı düzeltmek amacıyla kaleme alıyorum.

Şarkının bestesi Züfü Livaneli’ye aittir ama güftesi zannedildiği gibi ona ait değildir.

Şiiri büyük şairimiz Bedri Rahmi Eyüboğlu, Bursa hapishanesinde kırklı yıllarda çok uzun süre hapis yatmakta olan çok yakın arkadaşı, uluslararası ünlü, büyük şairimiz Nazım Hikmet için yazdı.

Şiirin aslı şöyledir:

ZİNDANI TAŞTAN OYARLAR

Bursa'nın ufak tefek yolları

Ağrıdan sızıdan tutmaz elleri

Tepeden tırnağa şiir gülleri

Yiğidim aslanım aman burda yatıyor.

 

Bir şubat gecesi tutuldu dilin

Silâha bıçağa varmadı elin

Ne ana ne baba ne kız ne gelin

Yiğidim aslanım aman burda yatıyor.

 

Ne bir haram yedin ne cana kıydın

Ekmek gibi temiz su gibi aydın

Hiç kimse duymadan hükümler giydin

Döşek diken diken yastık batıyor

Yiğidim aslanım aman burda yatıyor.

 

Zindanı taştan oyarlar

İçine bir yiğit koyarlar

Sağa döner böğrü taşa gelir

Sola döner çırılçıplak demir

Çeliğin hası da yiğidim aman böyle bilenir

Döşek melul mahzun, yastık batıyor

Yiğidim aslanım aman burda yatıyor.

 

Bugün efkârlıyım açmasın güller

Yiğidimden kötü haber verirler

Demirden pencere taştan sedirler

Döşek melul mahzun yastık batıyor

Yiğidim şahinim aman burda yatıyor

 

Mezar arasında harman olur mu

On üç yıl hapiste derman kalır mı

Azrail aç susuz canın alır mı

Döşek melul mahzun yastık batıyor

Yiğidim şahinim aman yerde yatıyor.

 

Dilinde dilimi bulduğum

Gücüne kurban olduğum

Anam babam gibi övdüğüm

Dayan hey Aslan Ustam

A benim yiğidim dayan.

Dayan hey gözünü sevdiğim

Bugün efkârlıyım açmasın güller

Yiğidimden kötü haber verirler.

 

Sana kökü dışarda diyenlerin kökleri kurusun

Kurusun murdar ilikleri dilleri çürüsün

Şiirin gökyüzü gibi herkesin.

Sen Kızılırmak kadar bizimsin

En büyük ustası dilimizin

Canımız ciğerimizsin.

 

Bugün burdaysa şiirin, yarın Çin'dedir

Bütün hışmıyla dilimiz

Kökünden sökülmüş bir çınar gibi

Yüreğimiz içindedir.

 

Bugün burdaysa şiirin, yarın Çin'dedir

Acısıyla sızısıyla alnının kara yazısıyla

Bir yanı nur içinde tertemiz.

Bir yanı sızım sızım sızlayan memleketimiz içindedir. BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Zülfü Livaneli, bu muhteşem şiirin bir kısmını düzenleyip besteleyerek bu ölümsüz eserini ortaya çıkartmıştır.

***

ZÜLFÜ LİVANELİ ANLATIYOR

Bir gün bestemi Uğur Mumcu’ya çalıp söyledim. Uğur Mumcu, besteyi dinleyince ağlamaya başladı.

“Niçin ağlıyorsun Uğur,” diye sordum.

“Bu beste bütün devrim şehitlerinin ağıtı olmuş,” cevabını verdi.

Maalesef bu beste Uğur Mumcu’yu, 10 yıl sonra Ankara’da hayatını kaybetmesinin ardından, 200 bin kişi ‘Yiğidim Aslanım Burada Yatıyor’ şarkı sözleriyle uğurladı. Yiğidim aslanım burada yatıyor. Gönüllerimizde yatıyor.”

( Zülfü Livaneli’nin bir röportajında, İsveç’te kendisi ziyarete gelen gazetecilere bu şarkı ile ilgili anlatısı)

 

“Bu şarkıyı ben galiba 1980-81 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir şiiri üzerine besteledim. Orada o şiir Nazım Hikmet için yazılmış bir ağıttı. Ve öyle de kalacağını sanıyordum. Sonra duyuldu tanındı parça ve böyle söyleniyordu. Sonra Uğur Mumcu için söylendi. Sonra Onat Kutlar için söylendi.

Ben de istiyorum ki bu şarkı bir daha söylenmesin. Yani böyle bir gelenek oluşmasın. Ne böyle bir gelenek olsun ne böyle şarkılar söylensin.”

(Zülfü Livaneli’nin şarkıyı yazış sürecine dair bir anlatısı)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —