Tarih: 09.02.2021 20:12

"YOLCU"

Facebook Twitter Linked-in

YOLCU

            İnsan bir yolcu. Hayat yolunda adım adım ilerlerken yaşamında bir çok sorunla, problemle karşılaşıyor. Hayat hiçbir zaman size düz bir çizgi de yaşama şansı vermiyor.Hep inişli çıkışlı bir sistem var. Bazen mutlu bazen hüzünlü bazen sinirli. Bir bakıma insan halden hale giriyor. Ancak bu girdiği hallerde aslınıkaybetmemek için belli kaide ve kurallara da uyması gerekiyor. Eğer bu kurallara uymazsa insanlık özelliğini yavaş yavaş yitirmeye başlıyor. Bu değişim maalesef istenmese de kendini de çevresini de unutturuyor.

İnsana sermaye olarak belli bir süre verilmiş onu iyi bir şekilde kullanması gerekirken sanki bitmeztükenmez bir sermayesi varmış gibi kendisine verilen bu kısa süreyi harcamanın telaşında. Çoğu zaman hayatın farkında bile değil. Bu yüzden de yaşamını kaliteli yapma derdine hiç düşmüyor. Sanki sonunun ne olacağını hesap etmeden arabesk bir hayat yaşıyor.İnsan her şeyi sınırlı hale getirip, hatta bir çok şeyi tüketirken kendi arzusuna sınırsız ihtiyaçlar belirliyor. Özellikle son yıllardainancında Rızık Allah’tandır diyen görüşün müntesipleri bile yetinmeyi kanaati bir kenara bırakıp şuursuzca harcama ve dolayısıyla harcanma telaşında. İnsan adeta aç bir canavar gibi oldu. Yedikçe yiyor ama bir türlü doymuyor. Uzay boşluğunda küçük bir dünyada, küçücük bir zerre halindeyaşarken içerisinde bir uzaydan daha büyük bir boşluğu kendi eliyle kendine acımadanoluşturuyor. Midesi bir kap yemek ile doyabilecek iken doymuyor. Yedikçe maneviyattan uzaklaşıyor, uzaklaştıkça içinde bir boşluk oluşuyor ve bu boşluk büyüdükçe büyüyor. Durum böyle olunca; maddi şartlar yeterli olsa dahi içine düştüğü bu bunalımı (maneviyatsızlığı) maddiyat ile doldurmaya çalışıyor. Yeryüzünde bulunan kaynakları da bu vesile ile kısıtlı hale getiriyor. Hani bir söz var ya dünyadaki açlık açlar yüzünden değil doymak bilmeyen toklar yüzünden diye. İşte insan bilinenden bilinmeyene bir seyr halinde iken, kendisi kısır döngü içine düşüp bir nevi dünyayı da kendi eliyle kısırlaştırıyor. Düştüğü bu çıkmaz sokakta olmaktan hem de şikayet ederek şekavet ediyor.

            Son yıllarda psikolojik vakıalar çokça arttı. Anlaşılan o ki her şeyi çözüp yoluna koyabileceğini zanneden insan kendini çözemediği için bir taraflara savrulup duruyor. Belki dekendi hevasını ilah edinip zelil duruma düşüyor. Biz böyle değildik dediğinizi duyar gibiyim Şu da bir gerçek ki,dertlerimizeeskiden basit çözümler bulup çözüyorduk. Muhabbetle sohbet edip bir şekilde rahatlar birbirimize huzur dağıtırdık şimdiler de bu çok zor.Önce kendi sorunlarımızı tek başımıza çözmeye çalıştık şimdiler de ise pandemi de birbirimize hastalıklı gibi bakıyoruz.

            En zor yolculuk insanın iç alemine yaptığı yolculuktur. Yürümekle aşılmayan durunca da insanı içten içe çürüten çetin dikenli ve sonu olmayan bir yoldur. Kendini bilmeyen hedefe varamaz. Her yürüyen de sona ulaşamaz. Pandemi döneminde içe yönelin tavsiyelerini çok duyduk ama nasıl yönelim ne yapalım sorusu da boşlukta kaybolup gitti.

            İnsan hayatı boyunca sadece şahsı için çalışmadan, menfaatini de öncelemeden kendine iyilik yapmalı. Nasıl mı? İçinde bulunduğu bunalımdan kurtarmak için; kendini, dünyayı hatta kainatı okuyarak veya okumuş olanlara sorarak.

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —