Tarih: 31.08.2022 14:23

ZAFER BAYRAMI

Facebook Twitter Linked-in

29-30 Ağustos 2022 tarihlerinde İzmir’de düzenlenen 4.Uluslararası 30 Ağustos Sempozyumunda, Uzman Sinan DOĞAN ‘’Atatürk’ün Uyguladığı Simetrik İletişim Bağlamında Milli Mücadele’nin Tetkiki: Kültürel Vatan’’ tebliğ sunumunda, Milli Mücadele’de simetrik iletişim uygulanmasıyla yönetim ve halkın vicdanında, belli durumlar karşısında aynı şekilde hareket etme, hissetme ve kıymet biçme temayüller’’ oluşmuştur dedi. Konuşmasına söyle devam etti

Simetrik iletişim, toplum merkezli ve aşağıdan yukarıya örgütlenmiş bir planlama anlayışını, iletişimsel stratejileri kullanılarak gerçekleştirilmesidir. Yeni paradigmaların iletişim planlamaya dâhil edilmesi, planlamanın bir sosyal öğrenme sürecine dönüştürülmesidir. Toplum tabanlı planlamanın sembolik anlamı; “düşmandan kurtulma”,‘’esarete düşmeme”, “gâvura toprak vermeme” ‘’karşılıklı uyumu ve işbirliği zeminidir.

Milli Mücadele toplum tabanlı planlama ile kamu tartışmalarının yürütüldüğü, problem, strateji, taktik ve değerlerin tanımlandığı, görüşüldüğü, değerlendirildiği ve anlaşmazlıkların uzlaştırıldığı ‘mücadele arenasıdır. Mücadele arenasında, alan araştırması, analiz, değerlendirme, strateji seçim çalışmalarına, ahlaki ve duygulara yer verilmesi ve tartışılması, iletişimsel rasyonalitenin gerçekleştirilmesidir. Başka bir ifadeyle aklın, iletişimsel alanda ahlak ve estetiği dönüştürülmesidir. Milli Mücadele döneminde İşgaller, yıkımlar ve felaketler,’’millette değişme ve oluş halini’’ hızlandıran unsurlar olarak kullanılmış, milletin fikri alt yapısı oluşturulmuştur.

Simetrik iletişimin ile biçimlenen yeni paradigmalar, yönetici ve yönetilenler arasında kamu kültür alanların oluşturmuş, halkın rolü ve etkisi arttırılmıştır. Karşılıklı ruhun eşitliği sağlanmasıyla yeni paradigmalar, halkın zihnini ve duygularını biçimlendirmiş, halk-yönetim ilişkilerinin yeniden üretilmesini gerçekleştirmiştir. Birleştirici ve bütünleştirici yeni paradigmalar ile bölgesel farklılıkları, kamu görüş üzerinde toplu uzlaşma kültürünü geliştirmiştir. Uzlaşma kültür, sosyal öğrenme sürecinde ortaya çıkan fikirlerin” meşrulaştırılmasını, sürecin kontrol altına alınmasına ve rakip bireylerin davranışını değiştirebilmesini gerçekleştirmiştir. Yönetici-yönetilenler arasındaki sürekli uzlaşım, yönetsel süreci dinamik hale getirmiştir. Milletin vicdanında, belli durumlar karşısında aynı şekilde hareket etme, hissetme ve kıymet biçme temayüller’’ oluşturmuştur. Maddi savaş, milletin maşeri vicdanında kültürel vatan halini almıştır.

Milli Mücadele’de harici ve dâhili unsurlar, ’Türklerin kendi güçleri ile adam olmalarına imkân yoktur’’söylemleriyle milletin ruhunu dolaylı yoldan esaret altına alınıyordu. Yunan Ordusu’nun yüzde seksenin İslâm olduğu, halifenin ordusu olduğu şeklinde söylemlere inanacak nitelikli ve niteliksiz insanlar bulunuyordu. Simetrik iletişimini uygulanması ile ‘millette var olan “kabiliyet ve hünerin’’harekete geçirilmesi için milletin daha çok aydınlatılması sonucunda, silahla giremedikleri vatan toprağına siyasetle giren devletlerin içyüzü, millet tarafından anlaşılması sağlanmıştır. Milletin yeni gelişmelere açık olmakla birlikte, kendi hukukuna ve mevcudiyetine hakkıyla sahip çıkmasını sağlanmış. Başkalarının merhamet, menfaat veya ihtiraslarına dayanarak yaşamak istemeyen bir milletin yükselişi olmuştur.

Milli Mücadele’de simetrik iletişimin uygulanması, çok daha üst bir bilinçlenme ve örgütleme sonucu doğurmuştur. Uygulanan simetrik iletişimle, köhneleşmeye yüz tutmuş yönetim-halk arasındaki ilişkiler yenilenmiş, halkın kendi yaşam standartlarına uygun hale gelmiştir. Toplumun ortak değerler ve standartların işleyişi ile toplumun bilinçlendirilmesi ve sosyal kültürlenmesi gerçekleşmiştir. Milli Mücadele’de işgaller, yıkımlar ve felaketler dolayısıyla kontrolden çıkan ahlak mekanizmaların topluma etkisini önlemiş ve halkta ahlâki sıfatları, fedakâr ve yardımsever duyguları geliştirmiştir. Toplumda başlayan bir ideal peşinde koşma sevme, Milli Mücadele hedefinin yarısına ulaşabilmektir

. İletişim alanında uygulanan yeni bir ilişkiler sistemi, işgallere karşı ortaya çıkan ateşli tepkiler, bulaşıcı döngüsel tepkilere dönüşmüştür. Halkın karar alma ve siyaset yapma süreçlerine katılımını cesaretlendirilmesi, yöneten-yönetilen arasında sorumluluğunun ortaklaşa üstlenilmesidir. Milletin karanlıktan aydınlığa taşıyacak ‘’celadet ruhun’’ canlandırılmasıdır. İnsanın özel ve kamusal benliğini,

kişiliğini ve vatana aidiyetin yeniden kazanmasıdır.Yani halkın potansiyel gücü “gerçek güce” dönüşmüştü. Birey, eylemlerinde toplumu ve onun ortak vizyonunu kullanmış, toplumu ve vatanı koruyabileceği bilincine ulaşmıştır. Şahlanan Türk milletin ruhu, Mondros Mütarekesi’nin boğucu havasından ve yalnızlığından çıkılabilmiştir.

Milli Mücadele, milli vicdan ve kolektif şuur kavramlarının uygulandığı en mükemmel örneği olduğu söylenebilir. Halktaki uyanış ve direnişin yeni bir ideal etrafında yoğunlaştırılarak meşru bir zemine yerleştirilmesi. Harici ve dâhili unsurların milletin ruhunu dolaylı yoldan esaret altına alınma planları iflasa sürüklenmiştir.

 

Not:Sempozyum konuşmasını izlemek için aşağıdaki lingi tıklayabilirisiniz! 4.Uluslararası 30 Ağustos Sempozyumu 29-30 Ağustos 2022 İzmir. - YouTube




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —