ZAFER YAHUT HİÇ!
Makedonya kralı İskender, Dara´yı yendikten sonra doğuda ilerlemektedir. Dara´nın hızı Rukzan hüviyetini gizleyerek Pencap hükümdarı Eşber´in sarayına sığınır.
Eşber´in kızkardeşi Sumru, İskender´i görmeden ona aşık olmuştur. Gizlice buluşan Sumru ile İskender arasında gidip gelirken Rukzan da İskender´i sever.
İskender Sumru´nun bütün ricalarına rağmen Pencap ülkesine yürür. Sumru sevgilisine söz geçiremeyince ağabeyini bu savaştan vazgeçirmek ister ancak Eşber halkına karşı sorumlu olduğunu bilir.
Savaşır ve bir hain sandığı Sumru´yu öldürür. Bu haber İskender´e ulaşınca KRAL kendisine engel olmak isteyen Rukzan´ı atıyla çiğneyerek geçer.
Pencap düşer, Eşber zincire vurulur.
Eşber´in kahramanlığına hayran kalan İskender onu serbest bırakır ve kılıcını geri verir.
Kılıcı alan Eşber intihar eder.
Etrafı Eşber´in, Sumru´nun ve Rukzan´ın cesetleriyle çevrili olan İskender, bunun manasını hocası Aristo´ya sorar. Eser Aristo´nun cevabı ile biter:
-Zafer yahut hiç!