ZAMANA DÜŞEN NOTLAR!

ZAMANA DÜŞEN NOTLAR!

...

"Git git bitmezdi eskiden ne güzeldi yollar

Yeni bir yol başlangıcıydı her yol sonu

Hasretle nasıl kucaklaştığını toprakla suyun

Dağların yere nasıl sağlam oturduğunu

Ve ne güzel çatıldığını gökyüzünün

Görebilirdiniz buna vaktiniz vardı

Yollar eskiden uzadıkça uzardı"

 Bir eski zaman bilmecesidir aslında, hatıralara at sürenler. Kalabalıkların anlayamayacağı bir sırdır, sırlar içindeki her şey…

Toynakları göğe değen yılkılar belki de, hasret sevdalarından muştu getirenler…Biteviye uzanan genizleri yakan sonsuz çam kokuları, belki de her şeyin şahidi… Belki de, yenilmiş ve yıkılmış insanoğlunun, göremediği güzellikler yanımızda yöremizde…

***

AMANOS'un bağrından, şerha şerhe akan soğuk sular, bütün umarsızlıkların son çıngısı gibi… Göğü yaran ağaçlara inat, insan ruhunu sere serpe okşayan zamanlara, nasıl kayıt tutulur ki?

Yenilmiş ve yıkılmış hoyratlıklara geçit vermeyen dostlukların, sığ barbarlıkların içinde, bir sincabın pıtı pıtı ürkek telaşına dalan gözlerle birlikte, soy insanların yüreğine nakışlayan her şeydir aslında hayatın seyri alemi…

***

Sukut, sukut, sukut…

AMANOS'tan inen serinliğin berhava ettiği bir sukut.

Kalabalıkların ve kabalıkların kof sıradanlıklarının, anlayamayacağı bir sukut. Gözlerden ırak, yüreği efil efil eden bir sukut…

Bir tek gökte, bark bark eden YEDİ KANDİLLİ SÜREYYA şahittir yaşanan samimiyetlere… Milyonlarca yıldız raksına aldırmadan, göğün emsalsiz yareni benim dercesine selamlar, kendiyle söyleşenleri…

Sokak lambalarının onca boğucu serkeşliğine inat, her daim içleri aydınlatan bir şiiri, gecenin seyri alemine salan YEDİ KANDİLLİ SÜREYYA…

Sukut, sukut, sukut…

Geceyi yaran sukut… Biteviye uzanan Körfezi yaran sukut…

Geceye, Amanoslara, göğü yaran yayla dinginliğine dair sukut…

Soy insanların, soy şiirlerle, soy anılarla üşüyünce avuçlarını ısıtacakları sukut…

(Osman ÇELİK)

 

 

 



Anahtar Kelimeler: ZAMANA DÜŞEN NOTLAR!