Tarih: 15.10.2020 18:21

"ZİHNİYET BOZUK MİRİM"

Facebook Twitter Linked-in

ZİHNİYET BOZUK MİRİM!

Bu şehrin, artık bir silkelenmesi ve kendine gelmesinin zamanı çoktan geldi de, geçiyor.

Bir türlü gelişmeyen veya geliştirilemeyen,bir şehir ekonomisi ve bunun doğal sonucu olan işsizlik, memleketi adeta kasıp kavuruyor.İnsanlar ya memleketi terk ediyor ya da ilk fırsatta terk etmenin planlarını yapıyor. Elbette, bu yeni bir şey değil ama kalan son umut kırıntıları da ya tükendi, ya da tükenmek üzere.

Ey Sivaslılar, milletvekilleri, memleketin idare mührünü elinde tutanlar, başkanlar, başkanlar konseyi ve her türlü diğer konseyler( ve hatta tarikatlar, cemaatler)silkinin ve kendinize gelin, memleket göçüyor ve küçülüyor. Görmüyor musunuz? Görmüyorsanız bile burnunuzun kemiği demi sızlamıyor?

Sadece üç beş işadamımın gözünün içine bakarak ya da devlet kurumlarının bölge müdürlüklerini veya tesislerini muhafaza etmeye çalışarak veya insanların bireysel anlamda kendini kurtarma çabaları etrafında dönmeye çalışan bu kısır ekonomik döngüden artık çıkmak gerekiyor.

Geçtiğimiz hafta Sayın TSO başkanının, çok konuşup hiçbir şey söylemediği bir program izledim. TSO başkanı bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama konuşmaların sonu sayın cumhurbaşkanına ve milletvekillerine karşı “ıstıraplı bir aşk söylemine” dönüşüyordu. Ancak şu hakkı da teslim etmeliyim, bu memlekette sadece TSO başkanımı var? Diğerleri nerede? Sayın başkanı ortaya sürüp, kenarda kıkır kıkır gülen diğer oda başkanları, her türlü başkanlar konseyi, ziraat odaları, meşhur kırk dört STK nerede?

Memleket ekonomik ve sosyal anlamda böylesine kan kaybederken, bunların şimdi hep birlikte meydana çıkıp ortalığı inletmesi gerekmez mi?Zaten bunların bu korkaklığı ve pısırıklığı değil mi, memleketi bitiren?

Yahu arkadaş biz neden teşvikte 6. Bölge değiliz? Kilis bile bir kararname ile daha dün,cazibe bölgesi ilan edilirken biz neden cazibe bölgesi ilan edilmiyoruz? Tokat bile kenevir ekim bölgesi iken biz neden değiliz?

Bizimle birlikte başlayan, hızlı tren inşaatları çoktan bitmişken ve hatta en son geçtiğimiz Ramazan bayramında geleceği söz verilmişken,hızlı tren neden hala gelmiyor? Lojistik köy dedikleri, o köy nerede? Belediye başkanının seçim vaadi olan büyük Kızılırmak projesi nerede? Eski belediye başkanının, ihalesini yaptık yapıyoruz derken süresini doldurduğu yeni belediye binası nerede? Şimdi ki sayın belediye başkanının “emrindeyiz” diye seçim mitinginde hava atan bakanlar, nerede?Yoksa projeler için para gönderemiyorlar mı?

Maalesef milletvekillerinin, belediye başkanlarının seçim önlerinde bol kepçeden saçtıkları umutlar ve vaatler yine boş çıktı.Seçim bitti ve her zaman olduğu gibi “takke düştü, kel göründü…”

Zaten bu karşılıklı aldatma ve aldanma değil mi,  memleketi bitiren?

Organize sanayi bölgesinde resmiyette 153 adet üretim yapan faal fabrika görünüyor ama işin aslı maalesef öyle değil. Faal görünen 153 adet fabrikanın 63 tanesi gerçekten çalışıyor ve üretim yapıyor,40adet fabrika binası öyle bomboş duruyor,  50 tanesi de güya adı sanayi olan bir yerde ve kanunen yasak olmasına rağmen marketçi, gıda toptancısı, hırdavatçı ve inşaat malzemesi satan firmaların depoları olarak kullanılıyor.

Elbette durum böyle olunca birinci organize sanayi dolup taşmış oluyor ve yeni bir OSB yapmak gerekiyor! Çünkü yer yok. Komedi gibi!

Mevcut organize sanayi bölgesinde yer kalmadığı için yenisini yapıyoruz, uçuyoruz, kaçıyoruz diyenlerin, mevcut organize sanayi bölgesinde ki bir kısım sanayi parsellerinin adeta emlak rantçılarının eline düştüğünden, hatta parsellerin üzerine çeşitli hibeler ile binalar yapılarak satışa çıkarıldığından ve milyonlarca liraya alıcılarını beklediğinden haberleri yok galiba. Bu sanayi parsellerini rantçı yamyamlara dağıtan ve yol verenler kimlerse artık?

Esas garip olan ise bu durumu herkesin bildiği ama aynı zamanda hiç kimsenin bilmediğidir! Zaten bu iki yüzlülük değil mi, memleketi bitiren?

Zihniyet bozuk olunca, memlekette göçüyor mirim… Belki de meseleye en önce, buradan bakmak gerek…

Tacettin KEPENEK




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —