ZÜBÜK!

ZÜBÜK!

...

ZÜBÜK

 

1975, Ankara

Ankara İlköğretmen Okulu son sınıftaydım. Ders yılı bitince ilkokul öğretmeni olacak ve bir köye öğretmen olarak atanacaktım. Bir yandan müzik eğitimi alıyor, enstrüman çalmayı öğreniyordum. 

Edebiyat derslerimizin uzantısı olarak haftada bir saat kompozisyon derslerimiz vardı. Bu derste yazı yazmayı ve bunun kurallarını öğreniyorduk. Bilirsiniz, giriş gelişme sonuç vb. 

Edebiyat ve kompozisyon hocamız Gönül hanım yazdıklarımı beğeniyordu.

“Âferin, güzel şeyler yazıyorsun. Biraz mizah yazmaya yatkınsın. Mizah yazarları oku bolca.”

“Okuyorum hocam, Muzaffer İzgü, Aziz Nesin, Fakir Baykurt, bütün kitaplarını okudum. İtalyan mizah yazarı Giovanni Guareschi’yi de çok seviyorum. Onun Don Camillo serisini bitirdim hocam.”

“Âferin âferin, yazmaya devam et. Kompozisyon ders notunu on veriyorum.”

***

Bir gün bir şekilde Aziz Nesin’e ulaştım, randevu alıp evine gittim. Yaşım on beş.

Oğlu Ali Nesin beni kapıda karşıladı, çalışma odasına gittik. Daktilonun başında bir şeyler yazıyordu. Biraz asık yüzlü olduğunu görünce şaşırdım biraz.

“Buyrun, ne vardı?”

“Hocam ben randevu almıştım, birkaç yazımı gösterecektim size.”

“İyi, otur şuraya.”

Yüzünde hiç gülümseme ve yumuşaklık yok. Moralim bozuldu biraz.

Beş on dakika kadar daktilosunu şakırdattı. Sonra bana döndü.

“Evet, ver bakayım yazdıklarını.”

Heyecandan ellerim titreyerek el yazımla yazdığım kâğıtları uzattım.

Ciddi yüzüyle okumaya başladı. Dikkatle yüzüne bakıyordum. Yüzünde hiçbir değişiklik yok, büyük bir ciddiyetle benim kâğıtları okuyor. Beş on dakika sonra yüzü hafitten gevşedi ve bir kahkaha patlattı.

“Leeeen, len, adın neydi?”

“Adım Yakup hocam, soyadım Kıvrak. Ankara İlköğretmen Okulunda son sınıftayım. Bu sene köy öğretmeni olacağım.”

“Çok beğendim hikâyeni, âferin. Benim Zübük romanımı okudun mu?”

“Evet hocam, üç defa okudum. Sizin bütün kitaplarınızı okudum hocam. Zübük, it kağnı gölgesinde yürür kendi gölgem sanırmış.”

“Peki sence Zübük nedir Yakup?”

“Malın gözü demek bence hocam. Anadolu’da her köy, kasaba, kentte mutlaka rastlarız Zübük’lere. Seçim zamanlarında daha çok ortaya çıkarlar.”

Bir kahkaha daha attı.

“Âferin len Yakup, benim koca romanı iki kelimeyle özetledin. Malın gözü… Hah hah hah…”

Sonra ciddîleşti tekrar. Benim özene bezene yazdığım kâğıtları cart curt yırttı, buruşturup önündeki çöp kutusuna attı.

“Bunları tekrar yazacaksın. Türkçe yazım kurallarına daha fazla dikkat et. Bir de en baştan okuyucunun merakını uyandır. Bitişlerde şok etkisi yarat. Haydi bakalım, bir hafta sonra getir, bakalım tekrar.”

Gülümsedi, ayağa kalkıp çalışma odasının kapısına uğurladı beni, yıl 1975 idi, on beş yaşımdaydım. Onu saygı ve rahmetle anıyorum.

Sivas’ımızda sayın Tacettin Kepenek ve çalışma arkadaşlarına yürekten başarılar dilerim. Yakup Kıvrak

***

AZİZ NESİN HOCAMIN ZÜBÜK ROMANI HAKKINDA KÜÇÜK BİR İNTERNET DERLEMESİ YAPTIM: 

İkinci adı ‘Kağnı Gölgesindeki İt’ olan Aziz Nesin’in romanı (1961). Bir kasabada çevresinin saflığından yararlanarak belediye başkanlığına, ardından milletvekilliğine yükselen açıkgöz Zübükzâde İbrahim Bey’in serüvenlerinin anlatıldığı roman gülmece türünün başarılı örneklerindendir.

Yazar,  romanına bir atasözüyle başlıyor: “İt, kağnı gölgesinde yürür de kendi gölgem sanırmış.” 

Romanın kahramanı Zübükzâde İbraam Bey de, çevresinin saflığı sayesinde sâyeban (Koruyup gözeten, himâye eden kimse.) olan, dolandırıcılıkları yanı sıra, belediye başkanlığına, milletvekilliğine kadar yükselen, kırk yaşlarında bir açıkgözdür.

Olay Türkiye-İran transit yolu üzerinde bir doğu ilçesinde geçer. Eserin ilk sayfalarında ebe Hayriye Hanım’ı Alucanlı Sabri Ağa’yı, terzi Cemali, kalaycı Kör Nuri’yi işlerini yapacağı vaadiyle türlü yollardan dolandırmış olan Zübük, sözde ilçeye gelecek devlet adamlarını evinde ağırlamaya hazırlanmaktadır. Gerçekten iki otomobil gelirse de içindekiler, Zübük’ün kadınlı erkekli âlem yapmaya gelen tanıdıklarıdır. Başgedikli İhsan Efendi’nin yanlış yorumu yüzünden bu iş de örtbas edilir.

Zübük rakiplerini ustalıkla atlatarak önce belediye başkanı, sonra da milletvekili olur; ilçeye baraj ve köprü yaptırması için Ankara’ya gönderilen heyeti de dolandırır, neden sonra ilçeye döner, foyası Ankara’da meydana çıktığı için milletvekilliğine aday gösterilmez bir daha. Ortalarda kalırsa da, zamanla ilçenin gene gözdesi olur: İlçeyi ile çevirteceği vaadiyle eski kandırmalarına tekrar başlamıştır.

Yazarın en tanınmış mizahî romanlarından biri olan eserde Zübükzâde’nin portresi, dolandırılan, atlatılan, kendisini yakından bilen kişilerin ağzından bölüm bölüm anlatılarak bütünlüğe kavuşturulmaktadır.

Aynı adda bir de gülmece dergisi çıkaran (1962) Aziz Nesin’in çizdiği bu tipin sanı, takma ad olarak yaygınlaşmış, daha çok yılışık, pişkin kişiler için kullanılır olmuş ve sonraki yıllarda TDK sözlüğüne de girmiştir. 

***

“Zübük, Anadolu kasabalarının yeni düzen içinde aşırı ölçüde ‘politize’ olmuş bir örneği idi. Aziz Nesin’in bu tipi yakalayışı, onun sanatçı sezgisindeki gücünü ortaya koymakla birlikte, Zübük tipi ve bizdeki kasabalı insanın davranışını niteleyen Zübük’lük sorununu derinlemesine olmaktan çok, bütünlemesine genişliği ile anlatıyor.

Kasaba aydını, ağazadeler, idadi bitirmiş tüccarlar, gedikliden gelme eski emekliler, kasabaların küçük burjuvaya dönüşmeye başlayan kalantorları, hacı ve hocaların Evliya Çelebi’den meddahlara kadar uzanan eski bir dili yürüten anlatımlarım bu romanında temel olarak almış. Onların gündelik yaşamlarında, küçük, menfaatçi, dar görüşlü, bütün ilişkileriyle çürümeye yüz tutmuş bir yaşamayı haber veren çatışmalarındaki hayvansı sertliği, bu yapıya dayanan iç politika kuruluşunun acıklı dramını anlatıyor.”

***

Zübük, Aziz Nesin'in romanlarından biridir.

1980 yılında Kemal Sunal'ın başrolde oynadığı Zübük filminin senaryosu bu kitaptan uyarlanmıştır.

Roman, 1992 yılında Suriye'de başrolünü komedyen Dureyd Lahham'ın oynadığı 20 bölümlük bir televizyon dizisine çevrilmiştir.

Özü itibarıyla, Türkiye'de siyasetin ve siyasetçilerin yükseliş öyküleri yoğun bir kara mizah diliyle anlatılmıştır. Zübükzâde İbraam'ın halkı kandırmasına rağmen önce belediye başkanı, sonra milletvekili seçilmesi, hiçbir vaadini tutmamasına karşın desteklenen adam olması kitabın konusudur.



Anahtar Kelimeler: ZÜBÜK!