Selim Yıldız


Adam Olmak, Aydın Olmak


ADAM OLMAK.. AYDIN OLMAK.. BÜYÜK ADAM OLMAK!

Ün, unvan, heva ve ihtirasla makam delisi olmuş, uyuşmuş, kokuşmuş, riyakâr, gerçek anlamda mazlumlara ve masumlara bigâne hain aydınların, ülkeye aç yaban domuzu sürülerinden daha fazla zarar verdiği ve vereceği idrak edilmelidir. Bu türdekilerden büyük adam çıkmaz.

Tabiatı ve yaşamı şiirle tasvir eden, ahengin, tasavvurun, sesin, müziğin, sembollerin adamı, Plevne şehitlerinden Binbaşı Selahattin Bey´in oğlu olan Cenap Şahabettin şiirlerinde insan-tabiat bütünlüğünü en iyi işleyen şairlerimizdendir. O adamlara ve adamlığa şiir penceresi ve ruh dünyasından ?Hakiki büyük adamlar güzel ağaçlara benzer. Dallarında yuvalar kurulur, gölgesinde yorgunlar dinlenir, çiçeklerine sürünenler güzel koku alırlar, meyvesiyle açlar doyar ve yaprakları arasından dökülen güneş damlaları toprağa hayat verir. Hiç kimseye ve hiçbir şeye zararı dokunmaz.? Şeklinde bakmış ve büyük adamı güzel ağaçlara benzetmiştir.

 Büyük adamlık konusunda konuşan, değerlerimizden biri de Hüseyin Nihal Atsız´dır. Türk´ün gören gözü, işiten kulağı ve uyanık vicdanı olarak Hüseyin Nihal Atsız, hiçbir zaman bugünün ve her devrin adam tipi olmamış milli şuur ahlak ve terbiyeden örülü yüksek karakteri ile 20. yy Türk dünyası için model bir kişilik olmuştur. 1300 yıl öncesinden Kürşad´ın ruhunu 20. yy Türk gençliğine taşıyan Atsız, tek lisanı Türklük olan Türk gibi yaşayıp Türk gibi ölmüş bir Türk büyüğüdür.

 Hüseyin Nihal Atsız´a göre millete ve vatana bağlılık bakımından birkaç türlü vatandaş vardır. Bunların başında kahramanlar gelir. Hiçbir karşılık beklemeden kendisini her zaman millet ve vatan uğruna harcayabilenler, kahraman vatandaşlardır. Bu birinci sınıfın sayısı oldukça azdır. İkinci sınıfı iyi vatandaşlar teşkil eder. Bunlar tek başlarına ve her zaman kendilerini kendi istekleriyle feda etmeseler bile, iyi bir ad bırakmak pahasına kendilerini feda edebilen kimselerdir. Kutlu görevler için, ülküler için kendilerini harcayan bu iyi vatandaşlar, yanlarında kendilerine benzeyenleri gördükçe cesaretlenir ve birinci sınıfa yaklaşırlar. Üçüncü sınıf, kendilerini feda edebilecek yaratılışta olmamakla beraber, başka her hususta fedakârlığa katlanabilen, hatta kendisini feda etmek gerektiği zaman, bu fedakârlığı hiçbir istek duymadığı halde katlanan, yani kaçmayı düşünmeyen vatandaşlardır. Dördüncü sınıf, vatan ve millet için ancak başka bir kazanç karşılığında fedakârlık yapabilen, fakat hiçbir zaman kan fedakârlığına girişemeyen ve kan fedakârlığından kaçınmak için her çareye başvuran, her hileyi yapan kötü bir sınıftır. Atsız´a göre, bir de hainler vardır ki, onlardan bahsetmeyi lüzumsuz bulmaktadır. Ona göre, büyük adamlar, ancak ilk iki sınıftan çıkmıştır.

 Nihal Atsız ?Büyük Adam? yazısında ?Büyük Adam?ın esaslarını şu şekilde ortaya koymuştur:

 "Alelade adamları ´Büyük adam´ sanmak gaflettir. Büyük adam, iyi niyet sahibi adamdır. Büyük adam, her devirde erdem ve meziyet diye tanınan vasıfların birçoğuna sahip olan adamdır. Bir takım meziyetleri olan reziller hiç bir zaman büyük adam değildir. Mevkileri için milleti feda eden değil aksine millet uğruna mevkini hatta hayatını verebilen adam, büyük adamdır. Gerçekleri görebilen, acı gerçeklere cesaretle bakabilen, haksızlık bilmeyen adam, büyük adamdır. Sözü ile işi arasında zıtlıklar bulunmayan, yalan ve hileden payı bulunmayan adam, büyük adamdır. Büyük adamlığın bir göstergesi de zekâdır. Ahmaklardan büyük adam çıktığı tarihte görülmemiştir. Adam seçmesini, her işin ehlini bulmasını bilen adam, büyük adamdır. Soysuzlardan büyük adam çıkmaz. Karakter yoksullarından büyük adam olmaz. Büyük adam, şeref konusunda çok titizdir. Büyük adam, sorumluluktan kaçmaz."

 Ün, unvan, heva ve ihtirasla makam delisi olmuş, uyuşmuş, kokuşmuş, riyakâr, gerçek anlamda mazlumlara ve masumlara bigâne hain aydınların, ülkeye aç yaban domuzu sürülerinden daha fazla zarar verdiği ve vereceği idrak edilmelidir. Bu türdekilerden büyük adam çıkmaz.

 İbnülemin Mahmut Kemal´in tarifi ile atlıyı atından indirecek derecede şiddetli yazılar yazan Hüseyin Nihal Atsız Türkiye´de ?Aydın? konusunda çok cüretkâr ve keskindir. Şöyle demektedir:

 ??Türkiye´de imhası vacip olan yegâne unsur münevverlerdir. Bunlar cemiyetin şirazesini bozarlar. Ahlâksızlar ve hırsızlar, rüşvet alanlar bu sınıftan çıkarlar. İltimas bunlar arasında caridir. Muhtelif vesilelerle vatana ihanet eden bunlardır. Bunlar biraz okumuş oldukları için filân feylesofa veya falan âlime, terbiyeciye istinat ederek Türk cemiyeti için zararlı olan yeni bir takım felsefeleri neşretmekten geri durmazlar. Bu menfaatçi münevverler zahirde beşeriyeti veya bir prensibi müdafaa ediyor gibi gözükürler. Hakikatte müdafaa ettikleri kendileri ve kendi menfaatleridir.?

 ?Yollarda bugün şiir, yarın tarihiz.? ?Ruh Hakk´ın ve beden arzındır/Biri gökler, biri yer teslimi/Bu küçük mirasın/ Böyledir, böyle olur taksimi.? Diyen Arif Nihat Asya´nın da adamlık konusunda şiir olup mısralara dökülen sözü vardır. Bayrak şairinin dilinden şöyle vücut bulur adamlık sözü:

Adamlar bilirim çoşkun,

Adamlar bilirim durgun.

Adamlar bilirim adları,

Boylarından uzun.

 

Adamlar bilirim iri,

Adamlar bilirim ufak.

Adamlar bilirim ki sözleri,

Eserlerinden parlak.

 

Adamlar bilirim sönük,

Adamlar bilirim çürük.

Adamlar bilirim rozetleri,

Yüreklerinden büyük.

 

Adamlar bilirim anlamamış,

Anlamayacak ne olduğunu,

Adamlar bilirim dolduramamış,

Dolduramayacak koltuğunu.

 

Adamlar bilirim yamuk, eğri,

Adamlar bilirim maskara.

Adamlar bilirim elleri,

Eldivenlerinden kara.

 

Sabahlar bilir, öğlenler,

İkindiler, akşamlar bilirim.

Ve günlerin gecelerin

Dışında yaşayan adamlar bilirim.