BEYAZ AYI’YA DİKKAT…
İnsanların, belli bir düşünceye nasıl şartlandırılacağını kanıtlayan, bir deney var.
Bu deney üç aşamalı. Birinci aşamada, denekler bir arada oturtularak, beş dakika boyunca istedikleri herhangi bir konu hakkında özgürce konuşmaları istenir.
İkinci aşamada, deneklerden yine beşer dakika konuşma yapmaları ama konuşurken akıllarına, kesinlikle beyaz ayıyı getirmemeleri tembihlenir. Konuşma sırasında akıllarına beyaz ayı gelirse, kendilerine verilen düğmelere basmaları söylenir. Her bir denek, beşer dakika konuşur, anlattıkları ile hiç alakası olmadığı halde hemen hepsinin aklına beyaz ayı gelir ve defalarca düğmelere basılır...
Üçüncü aşamada ise deneklere yine beşer dakika süre verilir. Beyaz ayı dâhil, istedikleri her konuda özgürce konuşmaları istenir. Denekler özgürce konuşmak bir yana, konuşmalarında hepsi sadece beyaz ayıdan bahseder...
İnsanların kafalarına, böylece Beyaz Ayı sokulmuş olur...
Ülkemizin sıcak siyasi gündeminde, özellikle iktidarın konuşmalarını, stratejilerini izledikçe, insanların nasıl şartlandırıldıklarını ve içlerine beyaz ayının nasıl kaçırıldığını görebiliyoruz...
Sayın Cumhurbaşkanının yıllardan beri bilinçli bir şekilde, bu yöntemi kullandığını düşünüyorum…
Belki de bu yöntemden dolayı, ülke iflas batağına doğru sürüklenirken bile kötü gidişin sorumlusu yine de CHP olabiliyor... Son bir yılda, bütün dünyada ki gıda fiyatları %21 oranında düşerken, Türkiye de %67,78 oranında arttı. Ancak içine beyaz ayı kaçanlar hala, Avrupa da rafların boş olduğunu ve Almanya’nın bizi kıskandığını zannediyor…
Bu insanlar, elli yıl önce girdikleri tüp gaz, benzin kuyruklarını yalan yanlış hatırlasalar da, şimdilerde sabahın köründe girdikleri, ucuz ekmek, ucuz et kuyruklarını görmezden gelebiliyor. Yoksulluklarının ve her geçen gün dibe doğru gittiklerinin farkında bile değiller...
Bu ülkeyi yirmi bir yıldır yönetenler, Oslo dan Habur’a, HDP-PKK ile birlikte açılım yaptılar. Bir dönem, el ele kol kola oldukları FETÖ terör örgütünü, bu devletin başına bela ettiler.
Hatta Hizbullah terör örgütünün uzantısı olduğu iddia edilen HÜDAPAR ile beraberler ama içlerine beyaz ayı kaçanlar için HDP-PKK işbirlikçisi olan, teröristlerle birlikte olan yine de CHP!
Sivaslı eski bakan, Allah’a mahsus bir konuda, mahşer gününe özel Berat belgesi müjdesi verebiliyor. Bunları görmezden gelen, içine beyaz ayı kaçmış insanlar, Bay Kemal seccadenin ucuna yanlışlıkla bastı diye, bunu büyük bir olay haline getirebiliyor. Hatta depremde ölenlerin ruhuna Fatiha okudu diye hakaret bile edilebiliyor...
AK Parti genel başkanı için bu kişi de bir insan, zamanında parmağında ki yüzükten başka mal varlığı olmayan bir fani denilecek olsa, içine beyaz ayı kaçanlar bu sözleri hakaret olarak algılıyor... Bazılarının gözünde, bu ülkeyi idare edebilecek başka bir insan zaten yok. Ondan başka hiç kimse, iki koyunu versen güdemez... Güderse, ancak o güder!
Bunların gözünde, Sayın Cumhurbaşkanı bir dünya lideri... Öyle bir dünya lideri ki, canı tende olduğu sürece rahip Bronson’u vermeyecekti ama olmadı. Trump, kendisine hitaben yazdığı mektupta aptallık etme dedi ve papaz gitti... Putin ise ibreti âlem için Türkiye Cumhuriyeti devletini, Kremlin sarayının kapısında bekletti. Demek ki dünya lideri olmak için dünya liderleri ile dost olmak değil, önce dünya lideri bir devlet olmak gerekiyor...
İnsanların içine, sürekli olarak beyaz ayının kaçırılması, bugünün Türkiye’sinde normal hale gelmiş olabilir. Ancak içine beyaz ayı kaçırılan insanlar, seçim yaklaştıkça ve kaybetme korkusuna kapıldıkça, hırçınlaşıyor ve asıl sorun da burada başlıyor. Maazallah hırçınlaşan, kızgınlaşan Beyaz Ayı her şeyi yapabilir...
Eğer insanların düşünceleri illa şartlandırılacaksa, bunu beyaz ayı ile değil, güvercin ile kelebek ile yapmakta fayda var... Çünkü bu ülkenin birleşmeye, birleşe birleşe kazanmaya ihtiyacı var...
Aman aklınıza mukayyet olun... İçinize Beyaz Ayıyı sakın kaçırmayın. Kaçtıysa bile geç olmadan çıkarmaya bakın...
Tacettin KEPENEK