GÖNÜL YÜKÜ
?Çoktan teslim yüreğim,Dostun elinden içtiğim ıhlamur demine .Oturmasın keşke hüzün öteki evde birininGönül yüküne ?AĞZINDAN BAL DAMLAYANLAR
Soğuk bir gün çarşıda dolaşırken arkadaşımın babasının kasap dükkanına uğruyoruz.Sıcacık birer çay ikramı?İçimiz ısınıyor.İçeriden mis gibi bir yemek kokusu geliyor. Arkadaki mutfakta yaşlı biri gözüme ilişiyor.Arkadaşın kendi de eski esnaf olan dedesi.Yaşı epeyce ilerlemiş olmasına rağmen dinç? kırmızıya çalan yanaklar, ela gözleri her an gülümseyecek gibi duran bir ifadeyle çok babacan bir hali var. Kolları sıvalı, önlüğünü takmış esnaf arkadaşları için güveç pişiriyor. Selamlaşıyoruz? o kadar hoş sohbet biri ki muhabbetten bir türlü kalkamıyoruz. ?Hadi içeri gelin güvecin tadına bakın.?Yok bölünmesin falan diyoruz.Bereketi içindedir.? diyor. Kendi eliyle açıyor güveci, tabaklara koyup servis yapıyor. Elinden mi yoksa dilinden mi bilinmez. Hayatımda yediğim en lezzetli yemekti diyebilirim. Konuştukça insanı sarıveren sıcaklığıyla,her sözü yüreğinden kopup gelen koca adamdan bana geçenleri hiç unutamayacağım galiba.Sanki bizdeki eksikleri görmüş gibi ?Dünyanın en değerli şeyidir huzur.Sağlıklıysan, ve sağlıklıysa sevdiklerin. Muhannete muhtaç değilsen, İşinden gücünden memnunsan.Bir lokmayı afiyetle yutabiliyorsan. Güneşli mi hava yağmurlu mu umursama. Kaynıyor ya tenceren hamdolsun. Kabanını bu yıl yine giyiver, botunu da.Yeter ki çocukların eksikleri kalmasın .Yükün ağır .Dürüstlük ve çalışkanlığı miras bırakacaksın ki evlatlara,bu dünyada başın yastıkta rahat olsun .Öbür dünyada da gözün. Her sabah herkesi Allah a emanet et.Binlerce şükret verdiği nimetlere . Kulluğundan eksik olanların affını dile.Huzurla yaşamak için eksik etme sabır ve merhameti.Zira Allah sabredenlerle beraberdir.Hataları kapat, iyilikleri paylaş.Koru, kolla, gözet mazlumu; ezme, ezdirme..?Biliyorsun ki sonunda dokuz metre bezle bir buçuk metre toprak yetecek sana,aç gözlü olma.Gönülleri hoş tut; seninde gönlün hoş olsun. Dalıp gidiyorum o anlattıkça?Ne o dünyanın yükünü senin sırtına mı verdiler.Ağacı kurt insanı dert kemirir .?diyerek gülümsüyor.
Çıkarken elimize sıkıştırıverdiği ;kokusunu asla unutmayacağım defneli , zeytinyağlı sabun? Damağımda leziz güvecin tadı?Yüreğimde bir ömür yer tutacak sıcaklığı ?Aklımda daima gülümseyen yüz ifadesi, zihnime kazınan sözleriyle ayrılıyoruz dükkandan. (Şifa veren insanlar hep çoğalsın.)
BİR ŞEY SÖYLEMEK LAZIM
Ürkek ceylanların anne ve babası : ?Evinizin bir köşesinde sıcacık uyutun dünya tatlısı kızlarınızı. Öpün, koklayın, sevin?Ülkenin bir yerlerinde binlerce kız çocuğu... Evin fazlası, değersizi, her işe koşulanı, kardeşine bakanı, suçlanıp dayak yiyeni, okul yerine tarlada çalışanı? göze batanı , içinde bir türlü yer bulamadığı evinde dış kapının mandalı ? Bari büyümelerine izin verin? İsyanı sessiz fakat çıkmayan sesi çığlık çığlık .Neden bu kadar hızlı, bu yazgı neden bu kadar çabuk. Mavi boncuklu minik kollarına, küçük omuzlarına yüklemeyin koca kadınların yükünü. Bu döngü ne zaman sona erecek? Kim kurtaracak ayak numarası baba evinde büyüyemeden gönderilen kızları .Bakın bir daha odanın kapısından kızınıza. Büyük şeyler yapmayın. Saçını nasıl örsem yarın deyin, bugün iştahı yok deyin. Bir parçanız olduğunu hissettirin. Kalsın büyüyene kadar ayakkabıları diğerlerinin yanında. Numara numara büyüsün ayakları. Sığdırın evlerinizin bir köşeciğine yazık. Kararmasın dehlizlerde hayatları? Hayal koksun , bulut koksun, umut koksun yürekleri?Okul koksun, silgi koksun, kitap koksun. Adları var kendileri yok sınıflarda .Gerçekten yok? Sınıfta yeri boş olan her kız çocuğu , yok olup gidiyor acımasız kararlarla baharlarını hiç yaşayamadan .Kışa dönmüş yazgılarla mevsimler arasında soluksuz? ?
ÜSTÜNDEN EPEY GEÇTİ
Acımasızlık doğuştan gelmez. Bir yerlerde eksiklik olmalı.Nasıl öğrendi kimbilir?Bu nefret duygusu birike birike mi oldu acaba.Bu kadar gaddar nasıl olunur? Kadınlar sokak ortasında kolu bacağı kırılasıya dövüldüğünde, bıçaklandığında seyredenler arasında mıydı?Cani eşler yarım kalan işlerini acımasızca tamamladığında öldürülen kadınların hakettiklerini düşünmüş müydü? Bir karıncayı bile bilmeden ezince insanın içi burulurken bu kadar hesaplı kitaplı davranarak genç bir kızın suratına acımasızca indirdiği tekmeden sonra nasıl da rahat ve cesur .Biraz da haklı tabii. Nasıl olsa bir şey olmayacak diye düşünüyor. Yaptığı yanına kar kalacak. Utanmadan kendini savunmaya kalkacak kadar pişkin ? İlk değil ki son olsun. Eğer bu bir hastalıksa hastaneler var.Birçok nezaket yüklü yelpazesi geniş insanları tenzih ediyorum fakat kendilerini dünyanın merkezi zanneden, her yaptıklarından sonra hiçbir şey olmamış gibi davranan , bütün gücü kabalıktan ibaret, insanlık yoksulu merhametsiz ve tahammülsüz varlıklar düşsün artık kadınların yakasından!!!
GÜLÜMSÜYORUM
Apartmanın kapısında durup miyavlayarak kendisini içeriye aldıran kedinin asansörün dibinde bekleyip yalvaran sesle içeriye alınmayı beklemesine , katta asansörden bizimle inip kapının önündeki paspasa yerleştikten sonra karşı komşunun üç yaşındaki oğlunun annesinden gizli aldığı sucukları , köfteleri kediye yedirmek için bizim paspası kapılarının önüne çekerken gözlerime bakıp ?O, bizim de kedimiz ama? demesine gülümsüyorum.Plastik kaplarımı kediye feda eden, gece üşüyecek diye küçülmüş kıyafetlerini yorgan yapan bizimkileri söylemiyorum bile.Ne olur çocuklarımızın bu merhamet yüklü pamuk yürekleri katılaşmasın ,nasır bağlamasın .
SEVDİĞİM SÖZLER
Param olmadan da çok şey aldım ben; edep aldım, gönül aldım, öğüt aldım, ibret aldım.