Tacettin Kepenek

Tarih: 17.05.2024 06:03

KİM SAĞCI? KİM SOLCU?

Facebook Twitter Linked-in

KİM SAĞCI? KİM SOLCU?

CHP Sivas belediye başkan adayı olarak seçim çalışmaları yaptığımız sırada, karşımıza hep bir sağcılık, solculuk meselesi çıktı... Toplum sanki sağcı-solcu diye kodlanmış. Ancak herkes kendi hayal dünyasına göre, ya sağcıydı ya da solcu... 

Kimileri milli kökenden önce ümmetin ferdi olmayı esas alan İslamcılar, kimi dinden ziyade Turancılığa varan düzeyde Türkçülüğü esas alan ülkücü-milliyetçiler, kimi milliyetçi- maneviyatçılar,  kimi cumadan cumaya Müslüman ve gerektiğinde milliyetçi olan liberallerdi ve hepsi de kendilerini sağcı olarak görüyordu...

Diğer tarafta ise kimileri kısmen din ve/veya dinci karşıtı olanlar, kimi sistem ve düzen karşıtı olanlar,  kimi liberal ekonomik düzen içinde özgürlükçü yaşam tarzını benimseyenler, kimi bilimden akılcılıktan ve ortak insani değerlerden yana olanlardı ve hepsi de kendilerini solcu veya sosyal demokrat olarak görüyordu...

Aslına bakarsak günümüz dünyasının sağı da, solu da küresel kapitalizmin çemberi içinde dönüp duruyor... Bu çember içinde ki Sağ, her geçen gün biraz daha fazla ırkçı milliyetçiliğe, biraz daha fazla dincilik eksenine doğru kayarken; liberal demokrasilerde ki sol ve sosyal demokratlar ise kendilerini yenileme ve yeni yorumlar ortaya koyma çabasındalar... 

Bu anlamda gelişmiş liberal demokrasilerde ki sosyal demokratlar, kapitalist piyasa sistemi içinde gördükleri haksızlıkları ortadan kaldıracak veya iyileştirecek programlarla, devleti bu yönde yönetmeyi ve kapitalizmi demokratik yöntemlerle değiştirmeyi amaçlarken, kişi ve insan haklarının, ırk ve cinsiyet eşitliğinin, doğa ve çevreciliğin, hayvan haklarının ve kültürel hoşgörünün savunuculuğunu yapmaya çalışıyor...

Türkiye cumhuriyetinin kurucu partisi CHP, sosyal demokrat bir kitle partisi olarak bana göre bugün tam da bu konumda...

CHP, halkçılık anlayışı ile halkı ve insanı odağına almış, sosyal devlet anlayışı ile küresel kapitalizme karşı devletçilik ilkesini, gerektiğinde uygulayabilecek olan tek partidir. CHP Milliyetçilik ilkesi ile bir anlamda da sağcıdır. Ulusalcı- milliyetçi fikirler temelinde, anayasada tarif edilen milliyetçilik, ırkçılığa dayanmadığı sürece modern sosyal demokrasi ile birbirlerini tamamlayan unsurlar... CHP’lilerin bir kısmı ve sağcıyım diyen insanların tamamı, CHP’nin milliyetçilik ilkesine sahip bir parti olduğunun farkında bile değiller... Bu sebeple,seçim çalışmaları sırasında, al bayrağımız altında, dil birliği içinde, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü, milletin refahı ve mutluluğu için çalıştığımızı anlatmak zorunda kaldık... 

Yine seçim çalışmaları sırasında, daha önceden tanıştığımız orta yaşlı tesettürlü bir hanım, “oyunu bana verirsin herhalde” dediğimde, “kusura bakma seni çok severiz ama CHP’ye oy verirsem günaha girerim” demişti... Seçim bir yana, oy bir yana, böyle bir cehalet cümlesinin kurulabiliyor olması bile, inanın insanın yüreğini acıtıyor...

Günümüzün sosyal demokrasi anlayışına göre sosyal demokratlar genellikle SEKÜLER olmakla birlikte, ÖZGÜR TEOLOJİ (Laiklik) ile sosyal adalete odaklanmış durumda... CHP sosyal demokrat bir parti olarak sadece belli inanç gruplarının partisi olamaz... Sünnilerinde, Alevilerinde, dini hassasiyetleri olanlarında, olmayanlarında yanındadır. Laiklik, toplumun her kesiminin inanç, ibadet ve yaşam tarzı özgürlüğünün teminatıdır. 

Geçtiğimiz yerel yönetim seçimlerinde CHP’nin başarısında ki temel etken; AKP veya cumhur iktidarının ülkeyi ekonomik ve idari iflasa sürüklemesi olduğu kadar, yirmi iki yıllık iktidar süresince dini ve ahlaki değerleri pervasızca kullanması, bu konularda sürekli açığa düşmesi ve izahı mümkün olmayan çelişkilerin altında kalmasıdır. Türk toplumu tam bir karar vermiş olmasa da, artık yönünü sosyal demokrasiye çevirmiştir... CHP’nin yerel yönetimlerde göstereceği başarı, iktidara gelmek için tarihi bir fırsat...

Kanaatimce CHP bunun farkında... Kendi içinde kadrolarını yenilemesi, çağdaş yönetişime odaklanması ve dinamizmi ile  kendini iktidara hazırladığını rahatlıkla görebiliyoruz...

Bu toprakların insanları, emperyalizme karşı mücadele etmiş, bağımsız bir ülke olmak için bedeller ödemiş, padişahın kulu olmaktan anayasal vatandaşlığa geçebilmiş, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletini ortaya getirebilmiş ve bir ulus olmuştur. Milyonlarca Türk vatandaşı olarak artık sığ bir sağcılıktan, sığ bir solculuktan ziyade, hepimiz kuruluş ilkelerine sahip çıkmalı, cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılapçı olmalıyız...

Ne kimsenin tam olarak tarif edemediği bir sağcılık, ne de kimsenin tam olarak tarif edemediği bir solculuk, bu toplumun siyasi fikirlerini ve gerçeklerini yansıtmamaktadır...

Cumhuriyetin ikinci yüzyılında artık gerçekten yerli ve milli siyaseti inşa etmeli, Atatürk’ü anlamalı ve gerçekten ATATÜRKÇÜ olmalıyız...

Tacettin KEPENEK


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —