Meslek etiği.
1983 veya 84 yılı. Özal´ın kılıcının dört tarafı da kesiyor. Alışageldiğimiz devlet düzeni tarumar ediliyor. Yeni bir düzen kuruluyor.
Doğan Aykanat bir kooperatifle anlaşmış, projelerini yapacak. Mimari projesini de benim yapmamı istedi. Gereken evrakları istedim. Bütün evraklar geçersiz. Öncelikle arsa imara uygun değildi, tek başına bile bu mimari projeyi yapmama engel. Tapu kadastrodan birleştirme ayırma kamuya bırakılacak kısımları da gösterir imara uygun parselin ölçülerini gösterir ifraz- tevhit beyannamesini aldılar. İlerde buna göre işlemler yapılırsa imara uygun parsel olacak. Yani, şimdilik kooperatifin parseline yapı yapılamaz.
Doğan dedi ki, sen bir yandan arsa ile işlemler bitmiş gibi mimari projeyi yap kooperatif te arsa sorunlarını çözsünler. Mantıklı geldi. Projeyi bitirdim. Doğan da statik projeyi bitirdi. Diğer projeler de bitti. Arsa sorunu çözülemedi.
Projeleri dosyalayıp belediyeye götürdü Doğan. Belediye de, arsa ile ilgili sorunlar çözülürse yapılmış projelere göre inşaat yapım ruhsatı veririm deyip şartlı olarak projeleri onadı. Bir hafta sonra toplu konut idaresine müracaat süresi doluyor. Yeni müracaat bir yıl sonra. Kooperatife teslim etti şartlı onanmış projeleri Doğan. Doğan, anlaşması gereğini yerine getirmişti. Kooperatif arsa sorunlarını çözememişti.
İki ay sonra mahkemeden ihbar geldi, bilmem ne tarihinde sabah 8 de duruşmada hazır bulun. Araştırdım ki Doğan´ı dava ediyormuş kooperatif.
Doğanın avukatı Erdoğan Kangal
Kooperatifin avukatı Baki Dalak.
Ben de Doğan´ın gösterdiği şahitim.
Duruşma başladı. Hakim kısaca olayı anlattı, sonra bana dönüp doğruyu söyleyip söylemeyeceğimi sordu. Doğruyu söyleyeceğim dedim. Tarafları tanıyor musun diye sordu. Evet, Doğan´ı tanıyorum, ama kooperatifi tanımıyorum dedim. Hakim, olmaz dedi. Baki Dalak, bizim için sorun olmaz dedi, biraz lafladılar, sonunda hakim iyi tamam deyip bana yemin ettirdi. Evet, konuyu anlat dedi.
Bildiklerimi anlattım.
Anlattıklarıma göre kooperatif resmen suçluydu. Kooperatifin avukatı Baki Dalak beni yalancılıkla suçlaması gerekirdi, müvekkilinin haklarını savunmak adına.
Hakim, Baki Dalak´a dönüp bu konuda ne diyeceksin diye sordu.
Baki Dalak, görevimi bırakıyor davadan çekiliyorum dedi.
Demesiyle birlikte Erdoğan Kangal, ben de davadan çekiliyorum dedi.
Hakim sinirlendi. Neler oluyor burada, tiyatro sahnesi mi sanıyorsunuz... mübaşir beş tane çay al gel.
Kalktı kürsüden yanımıza geldi, sandalyelerinizi çekin şuraya oturun, neler olduğunu anlatın bakalım.
Baki Dalak başladı anlatmaya; normal olararak benim şahitin sözlerine karşı çıkmam gerekir, yani kabaca yalancı demem gerekir. Ben Abdullah´ı tanırım, yalan söylemez. Öte yandan mesleğimin gereği müvekkilimi savunmak görevim. Bu hesaba göre görevimden ayrılmaktan başka çarem yoktur, ben de Abdullah´ı rencide etmemek için görevimden çekildim.
Hakim, Erdoğan Kangal´ dönüp, sana ne oluyor sen neden görevini bırakıyorsun peki diye sordu.
Erdoğan Kangal da, Baki´nin yaptığı bu asil hareketi karşılıksız bırakamam, meslektaşıma saygısızlık edemem dedi.
Çaylarımızı içtik. Hakim, şimdi ne olacak dedi.
Ben, bir önerim var dedim. Neymiş o dedi hakim.
Baki Dalak beni reddetsin, ben bundan dolayı gocunmayayım olsun bitsin.
Üçümüz bir olduk Baki Dalak´ı ikna ettik.
Duruşma biraz sonra sona erdi.
İki avukat da müvekkillerini ikna edip görevden ayrıldılar.
Avukatların meslek ahlaklarına olan bağlılıklarını görmenin mutluluğunu yaşadım.
Sağolun asil avukat ağabeylerim, sizlerle tanışmaktan ölene kadar onur duyacağım...