Orta Yayla´dan 4 Eylül´e..
Uygar toplumlarda hayaller planlara, planlar disipline gebedir.. Şehrimizin kültürel birikimine göre hayaller kurmak, herkesin ödevlerinden olmalıdır. Zira mirasçısı olduğumuz güzelim coğrafyanın sahibiyken geleceğe teslim edeceğimiz birikimin sorumluluğunu da taşımalıyız. Tarih eninde sonunda hükmünü verecektir ve bizden öncekiler gibi bizim de uygarlık toplamına neler kattığımız ortaya çıkacaktır. Bu anlamda şehrimizin geleceğine dair düşünmekte yarar görüyoruz. Fikirlerimizin ya da ortaya koyduklarımızın şehrin yöneticileri ya da sakinleri tarafından desteklenmesi en büyük dileğimizdir.
Sivas, cumhuriyetin temellerinin atıldığı tarihten önce ?Orta Yayla? olarak bilinen ve Osmanlı´nın başkentine olabildiğince uzak bir yerdi. Öyle ki uzaklığının yanında soğuk havasıyla da tanınması burayı bir sürgün yeri haline getirmekteydi. Ünlü romancımız Peyami Safa´nın babası şair İsmail Safa´nın II. Abdülhamit tarafından şehrimize sürgün edilmesi ve zaten zayıf bir bünyeye sahip olan naif şairin burada vefat etmesi bunun bir göstergesi sayılabilir. Değerli şairin mezarı Ali Ağa Camii´nin avlusunda bulunmaktadır.
Türk tarihinin belki en önemli buluşmalarından birine ev sahipliği yapan şehrimizin bundan sonra Cumhuriyet şehri olarak anılması gayet doğal sayılmalıdır. Nitekim yeni cumhuriyet ve Mustafa Kemal Paşa´nın pek çok güzel anısı bu şehirde tazeliğini korumaktadır.
Bu güz 100. yılını yaşayacağımız Sivas Kongresi´nin yalnız Türk tarihinin değil bölge ve dünya tarihinin de gidişatını değiştirdiğini bilmemiz gerekir. Öyle ki şehrimizdeki bu anlaşmayla birlikte emperyalizm, hiç beklemediği bir dirençle ve hatta kesin bir mağlubiyetle tanışmıştır.
O halde bu önemli olayı her yönüyle ele alıp düşünmek, üzerinde kafa yormak ve kültürel birikimlerimize katmak için neler yapılabileceğini düşünmemiz gerekir.27 Haziran´daAta´nın şehrimize teşrif ettikleri Haralar bölgesindeki ?İlkadım Anıtı?nın yeniden ihyasından Sivas´ta kaldıkları süre boyunca neler yaptığı, kimlerle görüştüğü, zamanını nasıl geçirdiğine dair yapılacak her çalışma kıymetli olacaktır.
Yeni Türkiye Cumhuriyeti´nin kendini halka tanıtma kurumu olan Halkevleri, tüm ülkede olduğu gibi şehrimizde de yoğun çaba sarf etmiştir. Halkevimizin yayın organı ilk olarak Orta Yayla adıyla Mayıs 1936-29 Ekim 1938´e kadar 16 sayı çıkmıştır. 4 Eylül gibi önemli bir marka değerini göz önünde bulunduran Sivas Halkevi, derginin yeni serisini 4 Eylül ismiyle yayınlamaya başlamıştır. Böylece 2. Kânun 1939 ve 31 Mart 1942 arasında 34 sayı daha yayın yapmıştır. Sonuç olarak Sivas Halkevi 50 sayılık bir dergi toplamıyla Cumhuriyetin kazanımlarına katkı sağlamıştır. Bu dergilerde Sivas´ın tarihi, coğrafyası, sanat değerleri derlenmiş ve ülkeye tanıtılmıştır.Sivas ve çevresinin âşıkları bu dergilerle ülke çapında tanınır olmuştur. Cumhuriyetimizin temelinin atıldığı Sivas, Orta Yayla ve 4 Eylül dergilerinde bütün yönleriyle tanıtılmıştır.
Halkevi ve çalışmaları başta olmak üzere şehrimizin Cumhuriyet aydınlanmasındaki birikimlerini söz konusu ederek kamuoyuna sunulması adına biz de elimizden geleni yapacağız.
Dileriz ki yaşadığımız şehrin ve uygarlığın her ferdi çalışmalarımıza duyarlı olur, biz de hemşehrilik onurumuzu daha iyi çalışmalarla sürdürürüz.