Tacettin Kepenek


"PRAGMATİK LİDER..."

Tacettin KEPENEK Yazdı...


“PRAGMATİK LİDER...”

Sayın Cumhurbaşkanı için şu sıralarda, pragmatik lider sıfatı çokça kullanılmaya başlandı.

Pragmatizm, uygulayıcılık, faydacılık, yararcılık, gerçeğe, eyleme ve pratik sonuçlara yönelik olan düşünme temelleri üzerine kurulmuş felsefi bir akım... Türkiye de ise, siyasetçilerin becerisizlikleri sonucu ortaya çıkan başarısızlıklarını ve bugün söylediklerinin ertesi gün tersini yapmak zorunda kalmalarını örtbas etmek için kullanılıyor...

Mesela, sayın cumhurbaşkanı, “papaz Bronson’u, bu can bu tende olduğu sürece kimse bizden alamaz” dedi. İşin ucu nereye dokundu ise papaz üç gün sonra iade edildi... Üç günde, TL dolar karşısında %20 değer kaybetti...

“Darbeci Sisi ile aynı masaya oturmam. Bizim izzetimiz var, onurumuz var.” Dedi... Faydadan çok zararı ortaya çıkınca, şimdi oturacak masa ayarlanıyor. “BAE ile ilişkileri keseceğiz” dedi. Şimdi para için, menfaat için büyük bir ilişki yaşanıyor...

İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etme girişimi üzerine, “Kudüs Müslümanların kırmızıçizgisidir, İsrail ile diplomatik bağları kopartırız” dedi. Elçilikler önce karşılıklı kapatıldı şimdi ise yeniden açıldı. Ne çizgi kaldı, ne de rengi. Kudüs, İsrail'in başkenti oldu... “Kardeşim Esat” bir anda, “katil Esed’e” dönüştürüldü. Suriye de bir koyup üç almanın hesabı yapılırken, milyonlarca Suriyeli ülkesinden kaçtı ve milletimizin başına bela oldu.

Türkiye Cumhurbaşkanı, ABD başkanı Biden ile telefon görüşmesi yaptı. Ertesi gün Litvanya’da İsveç’in NATO'ya üye olmasının önünü açtı...

Hani, İsveç mahkemelerinin izni ile Kuran-ı Kerim yakanlar, hani Türkiye düşmanı PKK teröristlerini yıllardır ülkelerinde barındıranlar, besleyenler vardı ya... Cumhurbaşkanı, hani kızıp duruyordu ya... Hani, İsveç teröristleri bize vermezse NATO’ya üye olamaz falan diyordu ya... İşte onlara onay verdi.

PKK teröristleri ve iadesi istenen bilumum hainler, hala oldukları yerde duruyorlar. Yoksa iade edilmelerine CHP'mi engel oldu? Ya da telefon görüşmesi yaptıklarında ABD başkanı, cumhurbaşkanına sihirli kelimeler mi fısıldadı?

Yukarıda sıraladığımız hangi olaya bakarsak bakalım, bir menfaat, bir fayda elde edelim derken, sonunda çark ettikleri, adeta çırak çıkarıldıkları ve hatta devlete büyük zarar verdikleri apaçık ortada... Devletin içine düşürüldüğü, ilkesizlik ve güvenilmezlik görüntüsü de işin cabası... Sonra da kalkıp, beceriksizliğin adına Pragmatizm diyorlar...

Sadece siyasetçiler değil, toplum olarak hep birlikte ilkesiz ve güya pragmatik (!) bir ülke haline geldik.

Sayın cumhurbaşkanı “emekliyi enflasyona ezdirmedik, enflasyonun üzerinde zam verdik” diyor...

Neresini düzeltelim? Bir defa kendisinin enflasyon oranı olarak söylediği rakamın, gerçek hayatla hiçbir alakası yok. İkincisi, kendisinin ifade ettiği enflasyon rakamı, eğer gerçekten doğru ise o zaman, ne diye memur maaşlarına enflasyon oranına ilaveten 8.000.-TL seyyanen zam veriyorsunuz. Sizin zorunuz ne?

SSK - Bağkur emeklileri ile dul ve yetimleri âdeta sefalete terk edildi. Bütün dengeler alt üst oldu. 9 bin gün ve tavandan pirim ödemiş bir vatandaş 2014 yılında SSK’dan emekli olduğunda, asgari ücretin yaklaşık iki buçuk katı emekli maaşı alırken, bu gün neredeyse asgari ücret ile eşitlendi. Her ücret kademesinde, adaletsiz binlerce örnek var...

Toplumu sefalette eşitleme politikası uygulanıyor... Kimi kime şikâyet edeceksin de, kimden adalet isteyeceksin...

Seçimleri, kendi menfaatleri açısından değerlendiremeyen milyonlarca insan, yapacak bir şeyleri kalmadığı için bedduaya yönelmiş durumdalar...

Allahutaala bile kendi yarattığı kula beddua etmişken, canı yanan insanlar beddua etmiş çok mu?

Beddualar tutar ya da tutmaz, onu bilemem ama durumlar bayağı kötü... Milletin büyük bir kısmı umudunu, dua ve beddualara bağlamış durumda... Akıl, mantık ve hukuk maalesef devre dışı... Hadi hayırlısı...

Tacettin KEPENEK