Züleyha Üstün


Zemheri


Kar kaplamış memleketin dağını  düzünü,
Erzurum da donan suyun Edirne de çözülür buzu.
Düşer içimize can yakan  acının pervasız yüzü.
Ey? memleket,
Eyy?yolu zemheriden geçen nazlı vatan..
Korkma tutun,
Senin için filizlenen  bahar dalları iliştirdim umutlarıma.
?

 Peş peşe gelen her yıkımın  bize bıraktığı tarifsiz acılar içindeyiz. Yarınlara olan inancımıza,aydınlık günlere dair hayallerimize  ket vuran yaşadıklarımızı bir film senaryosu olarak yazsalar ?Pes doğrusu bu kadarı da olmaz. ?deriz.  Zor yollardan geçiyoruz.Özellikle bu yılın ardında ne çok kaybımız kaldı.Bu makus günlerin  her birimizi nasıl depresif duygulara sürüklediğini,  tedirgin ettiğini yaşayarak görüyoruz . Belki de bize yapılmak istenen tam da budur. Bereketiyle, geleneğiyle, geçmişiyle, iç içe geçmiş birbirini kanıksamış  millet olma duygusunu tarihin en acımasız sayfalarında göstermiş bu millete inanmak gerek.

Parmak uçlarından birbirine dokunan yürekler belki de el ele, kol kola hatta omuz omuza daha çok sarmalanarak  birbirine duvar olmalı. Korkmadan çekinmeden bakmalı gözler birbirine. Yanında olduğunu hissettirmeli,birbirinin göremediklerine ışık olmalı . Haklılığını başkalarının haklılığını hiçe sayarak  göstermek,yaşamayı sadece kendi değerlerinden hayat tarzlarından ibaret sanmak haksızlık olmaz mı? Her birimizin birbirinden alacağı çok şey var.Bu yaslı ve gözyaşlı zamanları birbirimizle atlatmaya daha iyi şeyler düşünmek için silkelenmeye  ihtiyacımız var.Sevinçlerimizi  paylaşırken çoğalan mutluluğa kardeştir acıları azaltmak. Çok şey var ürktüğüm. Umut koşulsuz umut diyorum..  Çevirme  yüzünü diyorum?Kimseyi ayırt etmeden her giden can için bırak  karışsın gözyaşlarımız birbirine.

Memleketin kar masalına dahil olmak

Bugünlerde kar hem yere hem yüreğe düşmüşken çatısına kadar beyaza teslim olmuş memleketin bin bir köyünden birine gitsek korkmadan, mahzur kalsak.Soba ateşinde pişmiş köy ekmeği ve közlenmiş patates yesek Nazife´nin elinden.Eski köy hikayeleri dinlesek.Varsın kesilsin elektrikler.Köz ateşinde söz söylendikçe, ballandıkça sohbet aydınlansa kar örtüsüyle uzun geceler.Kurt ulumaları rüzgar fısıltıları olsa sadece korktuklarımız. Uyudukça acılar azalsa ?Su yürüyünce yeşerecek filizlenecek bahar rüyaları görsek.. Şafak güzel sökse? Uyansak olmasa ölümler, yaslar olmasa. Memleketimin üstünden puslu eller çekilmiş olsa.Bu beyaz düş örtse bütün kötülükleri.Hep iyilik olsa .

Kış ve Bize Düşenler

Edirne´de Bolu´da yağan karın sıfır derece soğuğunu çekmek.Kar görmemek .Öğretmenler odasındaki Kalorifere soba edasıyla sarılmak için sınıflardan koşarak inip yer kapmak.Gömlek hırka dolaştığımız geçen kışları anarken hurçlarda kalmış kalın hırka ve kazakları indirmek.Bahçe nöbetlerinde donarken, öğrencilerin soğuğa meydan okuyan hallerine gıpta ile bakmak.Eve gidene kadar içimize işleyen soğuğa karşı zencefilli, tarçınlı ıhlamur hayal etmek. Hırka patik ikilemesine battaniyeye sarılmayı eklemek .Pencerenin önünde buğulanan  tarhanadan bir fincan içerken yoldan geçenlerin üşüyük halleriyle irkilmek.Uzun süren elektrik kesintilerinde  aile sohbetleri ve eski zamanlardan konuşmak. Kediyi bile sokağa bırakmaya razı olmayan gönlümüzden,  sobasında kömürü, ocağında aşı eksik olanlar için  bir şeyler dilemek yerine bir şeyler yapmayı düşünmek. Tüten ocağımız için, bütün sahip olduklarımız için Allah´a  sonsuz şükretmek.Rabbim bugünlerimizi dahi aratmasın hiçbirimize.

KÖKLER

Kökleriyle büyür çocuklar.Dağa yaslanır gibi.Dedeler,babaanneler, aneanneler  geçmişe uzanan izler. Ağızları dualı karşılıksız veren ve  sevenler. Yerleri baş köşede olmalı .Saygıyla samimiyetle yer edinmeli evlatların evlerinde..Gidilecek ilk kapı öpülecek ilk el olmalı?Büyükten küçüğe uzanan bu  el,  geçmişle gelecek arasında kopmayan bağdır. Bu dokunun içinde daha özgüvenli daha paylaşımcı daha sevgi dolu büyür çocuklar. Geçmişe tutunan,  güç alan, sağlam adımlar atan dalları gelecekte, kökleri geçmişte olan çınarlar öyle yetişir. Eğilirler, sallanırlar  belki ama devrilmezler.

Ne zaman gelişiriz?

İnsanı,  insanlığı koşulsuz sevince.

Vicdanın sesini duyunca.

Bilimi tüketen değil üreten olunca.

Empati yapmayı öğrenince.

Başkalarına da düşünme, düşündüğünü ifade etme fırsatı verince.

Tartışırken saygı duymayı öğrenince.

Ahlak kavramını hayatımıznın her alanında içselleştirince.

Şekilci , önyargılı değil ufku açık insan olunca.

İnandığımız değerleri katıksız,  tertemiz yaşayınca.

?

 Sevdiğim  Sözler

İyiler kaybetmez,  kaybedilir.