2017 yılında ülke ekonomisi %7,4 büyüdü. Tüm zamanların ihracat rekoru kırılarak yıllık bazda 160 milyar dolar ihracat gerçekleşti. Resmi rakamlara göre 2017 yılında kişi başı milli gelir yaklaşık 10.537 dolara ulaştı.Makro ekonomik veriler çok iyi. Demek ki, ekonomi iyi gidiyor.
Etrafımıza baktığımızda, konutlar yenilendi, evler daha lüks ve daha büyük hale geldi. Otomobil sahipliği patladı, lüks araç sayısı arttı. Cep telefonu sayısı ve modelleri çoğaldı, herkes cep telefonu kullanır hale geldi. Özel okul, özel üniversite, özel hastane sayıları patladı. Kamu binaları yıkılıyor, yenileri yapıldı ve yapılıyor. Köprüler, yollar, hastaneler, stadyumlar, hava alanları yapıldı, yapılıyor.Demek ki, ekonomi iyi gidiyor.
Bir de diğer açıdan bakalım.
Ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı ?borçlanmayın ortak alın, fırtınaya yakalanmayın? diyor.
Bir başka işadamı beyanat veriyor, ?donumuza kadar ipotekliyiz? diyor.
Uzun zamandır, konut ve inşaat sektörünün çarkları ise adeta durmuş durumda.
Dolar 4 TL, Euro 5 TL, Benzin 6 TL.
Toplumun genç ve çalışabilecek bir kesimi, iş bulamıyor, işsiz geziyor. 2018´in başında işsiz sayısı 3.275.000 kişi ve işsizlik oranı %10,3. Emeklilerin büyük bir bölümü, çaresizlik içinde yaşam mücadelesi veriyor. Esnafların büyük bir bölümü gece gündüz çalışıyor ama para kazanamıyor günü kurtarmaya çalışıyor. Son 3 yılda 430.000 esnaf iflas etmiş.Hükümet bu sayıyı daha fazla artırmamak için önlem almaya çalışıyor. Yine, yeni bir ?nefeskredisi paketi? açıkladı.Özel sektörde ücretli çalışanların çok büyük bir kısmı, düşük maaş ve işini kaybetme baskısı altında.Nerden biliyoruz? Çünkü milyonlarca insan devlet çalışanı olmanın yollarını arıyor.
Türk-İş verilerine göre dört kişilik bir aile için yoksulluk sınırı aylık 5.331 TL - yıllık 63.972 TL. TÜİKHane halkı verilerine baktığımızda milletin büyük bir bölümü (%40) bu rakamın altında bir gelir elde edebiliyor. Yani milletin büyük bir kısmı ? fakir?.
İyi debu çelişkiler neden oluyor?Neden esnaf patır patır iflas ediyor? Hükümet esnafa nefes aldırmak için neden suni teneffüs yaptırıyor? İşsizlik, hem de genç işsizlik neden azalmıyor? Köylü neden üretemiyor? Neden eti, samanı ithal ediyoruz? Döviz neden sürekli artıyor? Enflasyon neden iki haneli? Faizler niçin düşürülemiyor?
Diğer yandan gözle görebildiğimiz kadarıyla, toplumda gelir dağılımında yaşanan dengesizlik ve değişen yaşam standartlarına yetişememenin verdiği her zamanki sıkıntılar yaşanmakta.Toplumun bir itirazının veya isyanının olmaması da ekonomide bir kriz olmadığı kanaatini uyandırıyor. Demek ki, açıklanan resmi ekonomik verilere ve açıklamalara göre ekonomi gayet iyi gidiyor.
İyi giden ekonomimizde farklı bir gerçek daha var ki, o da, her siyasi dönemin kendi zenginini yarattığı gerçeğidir.
Ekonomiden asıl payı alanlar değişmiş, servet el değiştirmiş ve yeni zenginler ortaya çıkmıştır. Bir bakmışsın, üç yıl önce zar-zor geçinen birisi, üç yıl sonra parayla oynar hale gelebilmiş veya durumu gayet iyi olan bir esnaf kısa sürede sıfırı tüketebilmiştir. Memurundan işçisine,esnafından tüccarına, avukatından muhasebecisine, işadamından sanayicisine her alanda belli bir zihniyet çevresinde servet değişimi ve dönüşümü yaşanmıştır ve yaşanmaktadır.
Yani Türkiye´de, her zaman olan olmuştur.Her siyasi dönem kendi zenginini yaratır, kuralı bu dönemde de işlemiştir. Türkiye ekonomisinde, herkesin gördüğü ve tartışılamayacak tek gerçek budur.
Tacettin KEPENEK