Tacettin Kepenek


"MIHTAAAR... MIHTAR!"

Tacettin KEPENEK Yazdı...


“MIHTAAAR... MIHTAR! ”

Sayın cumhurbaşkanı geçtiğimiz günlerde, “Milletime sesleniyorum, tasarruf ekonomisinden yana olalım. İsraf ekonomisini bir kenara koyalım" çağrısında bulundu... Buyurun efendim, elinizden tutan mı var? Hadi hep birlikte, devlet millet el ele... İnandırıcılıktan uzak, uyduruk tasarruf genelgeleri yerine, gerçek bir tasarruf reformu yapalım. Tam zamanı. Şimdi olmayacaksa ne zaman?

Mesela, Sayın Cumhurbaşkanı dâhil, seçimle gelen bütün milletvekillerinin, belediye başkanlarının, seçimle gelen kurum ve kuruluşların başındakilerin, sendikacıların vb. tamamının maaşlarını, bir yıllığına asgari ücrete düşürebilirsiniz. Kamu ve kamu iştiraki binlerce şirketin, iki üç maaşlı yönetim kurulu üyelerinin maaşını, tek maaşa indirebilirsiniz.

Sarayların tamamını bir yıllığına kapatabilir, uçakları hangara çekebilirsiniz. Koruma konvoylarını azaltabilir, makam arabalarını garaja koyabilir, kiralık araçları iptal edebilirsiniz. Ölü yatırımları derhal durdurabilir, gerekirse durum düzelince devam edebilirsiniz. Dünya lideri olarak, dolara endeksli, geçiş garantili köprülerin, yolların ve şehir hastanelerinin ödemelerini Türk lirasına çevirebilirsiniz. Millet bahçeleri yapmaya bir müddet ara verebilirsiniz...

Hastanelerimizi, ilacımızı bedava kullanan yabancılara artık yeter, bu kadar misafirlik olmaz diyebilirsiniz. 40 milyar doları milletin boğazından kestik size yedirdik artık para kalmadı, hadi güle güle diyebilirsiniz. Milletimiz 10-15 yıl sonra kendi ülkemizde sığınmacı durumuna düşeceğiz diye bize baskı yapıyor, kusura bakmayın diyebilirsiniz...

Sadece parayı değil, kendi insan kaynağımızı, gençlerimizi heba etmeyebilirsiniz...

Özellikle belediyeler aracılığı ile yemeye içmeye, konser vermeye ve hatta Sivas belediye başkanı Hilmi Bilgin’in yaptığı gibi ihtiyacı olsun olmasın, binlerce insana çakma spor ayakkabısı, kadınlara güzellik malzemesi dağıtılmasına yasak getirebilirsiniz.

Partililere, mahalle temsilcilerine, belediye tesislerinde Sivas köftesi (porsiyonu 200 TL) yedirip, hediye çantalarının içine tablet bilgisayarlar koymayabilirsiniz...

Mesela, köyler hariç olmak üzere bu muhtarlık tiyatrosunu ortadan kaldırabilirsiniz... Gerçek hayatta vatandaşa faydası olmayan ve hiç bir fonksiyonu kalmamış mahalle muhtarlarına, her ay asgari ücret üzerinden maaş ödemeyebilirsiniz...

Muhtarlar konfederasyonunun verilerine göre Türkiye’de 31.937 mahalle, 18.292 köy muhtarı olmak üzere toplam 50.229 adet muhtar bulunuyor. Bir muhtar 2018 yılında 2.000 TL maaş alırken, bu gün kendi mevcut gelirlerine ilaveten, devletten 11.400.-TL maaş alıyor... Muhtarların bu ülkeye maliyeti yaklaşık olarak, yıllık 10 milyar lira... Yazıktır, günahtır...

Bu parayla her yıl 200 adet 24 derslikli okul yapabilir veya iş bulamayan 30-40 bin üniversite mezunu gence maaş verebilir, iş imkânı sağlayabilirsiniz.

Sivas belediye başkanı Hilmi Bilgin, devlet bütçesinden ödenen maaşlar yetmiyormuş gibi bazı muhtarları belediye şirketlerinde bankamatik işçisi yapmış, hatta kendisi müsait olmayan muhtarların oğlu, kızı için torpilli işçi kadrosu kontenjanı vermiş... Ne veren utanıyor, ne alan utanıyor... Bir parça utanıp sıkılabilirsiniz.

Yıllar önce sayın cumhurbaşkanına ”artık muhtar bile olamazsın” diyenler olmuştu. Belki de bu sözün etkisi ile olacak, sayın cumhurbaşkanı devletin birçok kurumunda olduğu gibi muhtarlıklarında şeklini şemalını değiştirdi... Sayın cumhurbaşkanı son 9-10 yıldır, muhtarlara, cami imamlarına devlet bütçesinden verdikçe verdi... Muhtarlar ve imamlar da, aldıklarının hakkını verircesine, seçimlerde coştukça coştu...

Kanaatimce bu mahalle muhtarlığı başlı başına siyasi, ekonomik ve toplumsal bir sorun ve israf konusudur... Bu israfı önleyebilirsiniz.

Bu ülkede sadece iktidar değil, muhalefet partileri dahi POPÜLİZM yapıyor. Hiç birinin millet, memleket diye bir derdi olduğuna inanmıyorum. Bütün dertleri seçim kazanıp iktidarda kalmak ya da seçim kazanıp iktidar olabilmek... Ancak denizin bittiğini görüp, artık popülizm yapmayabilirsiniz.

Sayın Cumhurbaşkanı “milletime sesleniyorum, tasarruf ekonomisinden yana olalım” diyor ya... Bende bir Türk vatandaşı olarak “sayın devletime sesleniyorum. İsraf ekonomisini bir kenara koyabilirsiniz ." Bilesiniz, bu ekonomik krizin sonu pek hayra gitmiyor...

Allah aşkına, biraz akıl, biraz mantık, biraz merhamet... Bir ülkede, sağ- sol, iktidar-muhalefet aynı anda akıl tutulması yaşayamaz, yaşanmamalı...

Tacettin KEPENEK